Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafınca yayınlanan cuma hutbesinin bu haftaki konusu belirtildi.
Cuma namazı için mescide gidecek olan vatandaşlar, Cuma namazını farzı olan ve her hafta farklı bir mevzuyu ele alan Cuma hutbesini metinden takip ediyor.
Diyanet hutbe mevzu başlığını ‘İmanın gereği Salih amel ve hoş ahlak’ olarak belirledi. İşte hutbenin tamamı…
İMANIN GEREĞİ: SALİH AMEL VE HOŞ AHLAK
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin isteğine ve ebedi kurtuluşa erebilmenin temel kaidesi imandır. İman, Allah’ın varlığına ve birliğine, O’nun peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, ahiret gününe, kaza ve mukadderatın Allah’tan olduğuna gönülden inanmaktır. İman beraberinde insanın Rabbine karşı samimiyeti ve ona verdiği sadakat kelamıdır. İnanç ve huzur ortasında yaşama isteğidir.
Aziz Müminler!
İmanın göstergesi ve hayata yansıması salih ameldir. Salih amel, imanla verdiğimiz kulluk ahdine vefa göstermek, bütün benliğimizle Allah’a teslim olmaktır. İmanımızı, özümüze, sözümüze, davranışlarımıza yansıtmaktır. Kendimizle, ailemizle ve etrafımızla barış içerisinde yaşamaktır. Cenabıhak Kur’an-ı Kerim’de imanla salih ameli bir arada zikretmiş ve imanını salih amellerle güzelleştirenleri şu biçimde müjdelemiştir: “İman edip salih amel işleyenler bilmelidirler ki, biz hoş iş yapanların karşılığını asla zayi etmeyiz.” (1)
Kıymetli Müslümanlar!
İmanımızı kemale erdiren ise müminin en temel özelliği olan hoş ahlaktır. Hoş ahlak, peygamberlerin vahiyden daha sonra ümmetlerine bıraktığı en büyük mirastır. Ahlâkî faziletleri kuşanmak, makûs davranışlardan kaçınmak, mümin için vazgeçilmez bir sorumluluktur. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şu biçimde buyurmaktadır: أكمل المؤمنين إيمانا أحسنهم خلقا “Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlaken en hoş olanıdır.”2
Değerli Müminler!
Bizler, Rabbimizin وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظ۪يمٍ “Sen olağan olarak büyük bir ahlak üzeresin.” (3) diye övdüğü ve hoş ahlakı tamamlamak üzere gönderdiği (4) bir peygamberin ümmetiyiz. Öyleyse ümmeti olmakla gurur bulduğumuz Sevgili Peygamberimiz (sas) üzere bizler de imanımızı ömrümüzün her alanına yansıtmaya, onun şanlı ahlakını kuşanmaya uğraş edelim. İmanın aile ömrüne yansıması iffettir, nezakettir, sevgidir, merhamettir; birbirini üzmekten ve kırmaktan kaçınmaktır. İmanın ticaret ömrüne yansıması doğruluktur, dürüstlüktür; hak etmediğine el uzatmamak, hak edenin karşılığını eksiksiz vermektir. İmanın toplumsal hayata yansıması hürmettir, inançtır. İmanın eğitim hayatına yansıması bildiğiyle amel etmek, bilgi ve deneyimini insanlığın yararı için kullanmaktır. İyi jenerasyonlar yetiştirmek için gayret etmektir. Hasılı imanın hayatımıza yansıması Allah’ın buyruklarına titizlikle riayet etmek ve onun yarattığı mahlûkata şefkat nazarıyla bakmaktır.
Aziz Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz iman ve salih amelle huzuruna varacak olan müminleri büyük bir mükâfatla ödüllendireceğini ayette şöyleki söz etmektedir: وَمَنْ يَأْتِه۪ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلٰىۙ “Kim de O’na salih ameller işlemiş bir mümin olarak gelirse, işte onlar için yüksek dereceler vardır.” (5) Öyleyse, vaktin Ramazan’a aktığı bu ayları hoş başlangıçlara vesile kılalım. İmanımızla uyuşmayan aksiyonlarımızı terk edelim. Bu dünyandan göç etmedilk evvel kendimizi hesaba çekelim. İmanımızı sâlih amel ve hoş ahlakla taçlandıralım. Unutmayalım ki kabre konulduğumuzda herkes ve her şey dönüp gidecek, sadece imanımız ve yaptığımız amellerle baş başa kalacağız. (6)
Hutbemi, Peygamber Efendimiz (sas)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Senden hoş ahlakla bezenmiş sağlam bir iman ve beni ebedi kurtuluşa ulaştıracak ameller bahşetmeni istiyorum.” (7)
1 Kehf, 18/30.
2 Ebû Dâvûd, Sünnet, 15.
3 Kalem, 68/4.
4 İbn Hanbel, II, 381.
5 Tâhâ, 20/75.
Cuma namazı için mescide gidecek olan vatandaşlar, Cuma namazını farzı olan ve her hafta farklı bir mevzuyu ele alan Cuma hutbesini metinden takip ediyor.
Diyanet hutbe mevzu başlığını ‘İmanın gereği Salih amel ve hoş ahlak’ olarak belirledi. İşte hutbenin tamamı…
İMANIN GEREĞİ: SALİH AMEL VE HOŞ AHLAK
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin isteğine ve ebedi kurtuluşa erebilmenin temel kaidesi imandır. İman, Allah’ın varlığına ve birliğine, O’nun peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, ahiret gününe, kaza ve mukadderatın Allah’tan olduğuna gönülden inanmaktır. İman beraberinde insanın Rabbine karşı samimiyeti ve ona verdiği sadakat kelamıdır. İnanç ve huzur ortasında yaşama isteğidir.
Aziz Müminler!
İmanın göstergesi ve hayata yansıması salih ameldir. Salih amel, imanla verdiğimiz kulluk ahdine vefa göstermek, bütün benliğimizle Allah’a teslim olmaktır. İmanımızı, özümüze, sözümüze, davranışlarımıza yansıtmaktır. Kendimizle, ailemizle ve etrafımızla barış içerisinde yaşamaktır. Cenabıhak Kur’an-ı Kerim’de imanla salih ameli bir arada zikretmiş ve imanını salih amellerle güzelleştirenleri şu biçimde müjdelemiştir: “İman edip salih amel işleyenler bilmelidirler ki, biz hoş iş yapanların karşılığını asla zayi etmeyiz.” (1)
Kıymetli Müslümanlar!
İmanımızı kemale erdiren ise müminin en temel özelliği olan hoş ahlaktır. Hoş ahlak, peygamberlerin vahiyden daha sonra ümmetlerine bıraktığı en büyük mirastır. Ahlâkî faziletleri kuşanmak, makûs davranışlardan kaçınmak, mümin için vazgeçilmez bir sorumluluktur. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şu biçimde buyurmaktadır: أكمل المؤمنين إيمانا أحسنهم خلقا “Müminlerin iman bakımından en olgunu, ahlaken en hoş olanıdır.”2
Değerli Müminler!
Bizler, Rabbimizin وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظ۪يمٍ “Sen olağan olarak büyük bir ahlak üzeresin.” (3) diye övdüğü ve hoş ahlakı tamamlamak üzere gönderdiği (4) bir peygamberin ümmetiyiz. Öyleyse ümmeti olmakla gurur bulduğumuz Sevgili Peygamberimiz (sas) üzere bizler de imanımızı ömrümüzün her alanına yansıtmaya, onun şanlı ahlakını kuşanmaya uğraş edelim. İmanın aile ömrüne yansıması iffettir, nezakettir, sevgidir, merhamettir; birbirini üzmekten ve kırmaktan kaçınmaktır. İmanın ticaret ömrüne yansıması doğruluktur, dürüstlüktür; hak etmediğine el uzatmamak, hak edenin karşılığını eksiksiz vermektir. İmanın toplumsal hayata yansıması hürmettir, inançtır. İmanın eğitim hayatına yansıması bildiğiyle amel etmek, bilgi ve deneyimini insanlığın yararı için kullanmaktır. İyi jenerasyonlar yetiştirmek için gayret etmektir. Hasılı imanın hayatımıza yansıması Allah’ın buyruklarına titizlikle riayet etmek ve onun yarattığı mahlûkata şefkat nazarıyla bakmaktır.
Aziz Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz iman ve salih amelle huzuruna varacak olan müminleri büyük bir mükâfatla ödüllendireceğini ayette şöyleki söz etmektedir: وَمَنْ يَأْتِه۪ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلٰىۙ “Kim de O’na salih ameller işlemiş bir mümin olarak gelirse, işte onlar için yüksek dereceler vardır.” (5) Öyleyse, vaktin Ramazan’a aktığı bu ayları hoş başlangıçlara vesile kılalım. İmanımızla uyuşmayan aksiyonlarımızı terk edelim. Bu dünyandan göç etmedilk evvel kendimizi hesaba çekelim. İmanımızı sâlih amel ve hoş ahlakla taçlandıralım. Unutmayalım ki kabre konulduğumuzda herkes ve her şey dönüp gidecek, sadece imanımız ve yaptığımız amellerle baş başa kalacağız. (6)
Hutbemi, Peygamber Efendimiz (sas)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Senden hoş ahlakla bezenmiş sağlam bir iman ve beni ebedi kurtuluşa ulaştıracak ameller bahşetmeni istiyorum.” (7)
1 Kehf, 18/30.
2 Ebû Dâvûd, Sünnet, 15.
3 Kalem, 68/4.
4 İbn Hanbel, II, 381.
5 Tâhâ, 20/75.