Behice Boran kimdir, nerelidir ?

Can

New member
Behice Boran: Bir Sosyalist Kadının İzinde

Herkese merhaba forumdaşlar,

Bugün, Türkiye'nin yakın tarihine damgasını vurmuş, cesur bir kadın siyasetçi ve entelektüel olan Behice Boran'ı konuşacağız. Onun hayatı, sadece bir bireyin mücadelesi değil; aynı zamanda bir toplumun değişim ve dönüşüm arzusunun simgesidir. Boran, akademik dünyadan siyasete, hapislerden sürgüne kadar uzanan bir yaşamla, bizlere sadece tarihsel bir figür değil, aynı zamanda düşünsel bir miras bırakmıştır.

Kökenler ve Eğitim Hayatı

Behice Sadık Boran, 1 Mayıs 1910'da Bursa'da doğdu. Ailesi, 1890'larda Kazan Tatarları olarak Bursa'ya göç etmişti. Babasının tahıl ticaretiyle uğraşması, ona erken yaşlarda disiplinli bir çalışma ahlakı kazandırdı. Kurtuluş Savaşı sırasında Bursa'nın Yunan işgali altına girmesiyle ailesi İstanbul'a göç etti. Ortaöğrenimini Arnavutköy Amerikan Kız Koleji'nde tamamladı ve burada 1927'de ortaokul, 1931'de ise lise kısmını birincilikle bitiren ilk Türk kız öğrenci oldu. Eğitimine olan tutkusu, onu Amerika'ya taşıdı; Michigan Üniversitesi'nde sosyoloji doktorası yaparak, ABD'den doktora alan ilk Türk kadın öğrenci unvanını kazandı.

Akademik ve Siyasi Kariyer

1939 yılında Türkiye'ye dönen Boran, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Sosyoloji Bölümü'ne doçent olarak atandı. Ancak, 1948 yılında siyasi görüşleri nedeniyle üniversiteden uzaklaştırıldı. Bu dönemde, 'Yurt ve Dünya' ve 'Adımlar' gibi dergilerde yazılar yayımlayarak, entelektüel kariyerini sürdürdü. 1950 yılında kurduğu Barışseverler Cemiyeti'nin Kore Savaşı'na asker gönderilmesini eleştiren bildirisi nedeniyle 15 ay hapis cezası aldı. 1962'de Türkiye İşçi Partisi'ne (TİP) katıldı ve 1965 seçimlerinde Şanlıurfa'dan milletvekili seçildi. 1970 yılında TİP Genel Başkanlığı'na seçilen Boran, Türkiye'nin ilk kadın parti genel başkanı oldu.

Siyasi Mücadele ve Sürgün Yılları

12 Mart 1971 askeri muhtırası sonrası tutuklanan Boran, 15 yıl hapis cezasına çarptı. Ancak 1974'te çıkarılan genel aftan yararlanarak serbest kaldı. 1975'te TİP'i yeniden kurarak genel başkanlığını sürdürdü. 12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrası kısa süre ev hapsinde tutulan Boran, daha sonra yurtdışına çıktı. 1981'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı ve Brüksel'e yerleşti. 1987'de Türkiye Komünist Partisi ile Türkiye İşçi Partisi'nin birleşme kararını açıkladıktan iki gün sonra, 10 Ekim 1987'de Brüksel'de hayatını kaybetti. Cenazesi İstanbul'a getirilerek Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

Düşünsel Mirası ve Toplumsal Etkisi

Behice Boran, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda derin bir entelektüeldi. Sosyoloji alanındaki çalışmaları, Türkiye'nin toplumsal yapısını anlamada önemli bir kaynak oluşturdu. "Toplumsal Yapı Araştırmaları" adlı eseri, kırsal kesimin sosyo-ekonomik yapısını inceleyerek, sosyal değişimin dinamiklerini ortaya koydu. "Türkiye ve Sosyalizm Sorunları" adlı çalışmasında ise, Türkiye'ye özgü bir sosyalizm anlayışının gerekliliğini savundu. Düşünsel mirası, sadece akademik çevrelerde değil, aynı zamanda halk arasında da yankı buldu.

Kadın ve Siyaset: Bir Rol Model

Behice Boran'ın siyaset sahnesindeki varlığı, kadınların politik alandaki yerini güçlendiren bir örnek teşkil etti. Erkeklerin genellikle stratejik ve çözüm odaklı yaklaşımlarıyla bilindiği bir ortamda, Boran'ın empati ve toplumsal bağlara dayalı yaklaşımı, siyaseti daha insancıl bir düzleme taşıdı. Kadınların siyasetteki rolünü tartışırken, Boran'ın yaşamı ve mücadelesi, ilham verici bir örnek olarak önümüzde duruyor.

Günümüz ve Gelecek Perspektifi

Bugün, Behice Boran'ın mirası, Türkiye'nin sosyalist hareketinin temel taşlarından biri olarak kabul edilmektedir. Onun düşünceleri, sadece geçmişin değil, aynı zamanda geleceğin de yol haritasını çizmektedir. Sosyal adalet, eşitlik ve özgürlük gibi evrensel değerler, Boran'ın mücadelesinin temelini oluşturdu. Günümüzde, bu değerlerin savunulması, onun mirasını yaşatmanın en anlamlı yolu olacaktır.

Behice Boran'ın hayatı, sadece bir bireyin mücadelesi değil; aynı zamanda bir toplumun değişim ve dönüşüm arzusunun simgesidir. Onun yaşamı, cesaretin, azmin ve inancın bir örneği olarak, bizlere ilham vermeye devam etmektedir.

Hep birlikte, onun mirasını yaşatarak, daha adil ve eşitlikçi bir toplum için mücadele etmeye devam edelim.