Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik önbakılırsan torba kanun teklifinin görüşmeleri TBMM Genel Kurulu’nda devam ediyor. Teklifin bayana karşı şiddette cezaların artırılmasını önbakılırsan hususlarından biri üzerine konuşan CHP İzmir Milletvekili Avukat Murat Bakan, Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yaparak bayana karşı şiddetin önlenemeyeceğini söylemiş oldu.
Kadına karşı şiddetin önlenmesinin fakat tarafı olduğumuz memleketler arası kontratların ve mevcut maddelerin faal bir biçimde uygulanmasıyla mümkün olduğunu belirten Bakan, İstanbul Sözleşmesi’nin 11. yılı olduğunu hatırlattı: “On bir sene daha sonra, on bir yıl evvelce daha gerideyiz. Siz bir yandan bayana karşı şiddetle gayrette en kıymetli kazanımınızdan vazgeçeceksiniz, öbür taraftan Ceza Yasası’nda yaptığınız değişiklikle bayana karşı şiddeti önleyeceksiniz; bu mümkün değil, inandırıcı da değil” dedi. Bakan, Hatice Kaçmaz ve Zahmetim Doğan davaları üzerinden Yargıtay kararlarını da eleştirdi.
İstanbul Kontratı: On bir sene daha sonra, on bir yıl evvelce daha gerideyiz!
Sözlerine, “Sistemin adaletsizliğine, eşitsizliğine isyan eden, uğraş eden, dik duran, var oluş çabası veren ve bu çabayı yükselten kadınları” selamlayarak başlayan CHP’li Murat Bakan, “Bilmem, kaçıncı kez Türk Ceza Kanunu’nu değiştiriyoruz. Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yaparak bayana karşı şiddeti önleyebilecek miyiz? Önleyemeyeceğiz. Bayana karşı şiddetin önlenmesi, fakat tarafı olduğumuz milletlerarası kontratların ya da mevcut kararların, kanunların faal bir biçimde uygulanmasıyla mümkün. Bugün 11 Mayıs, bundan tam on bir yıl evvel İstanbul Kontratı imzaya açıldı ve birinci imzacısı biziz. On bir sene daha sonra, on bir yıl evvelce daha gerideyiz. Siz bir yandan bayana karşı şiddetle çabada en kıymetli kazanımınızdan vazgeçeceksiniz, başka taraftan Ceza Maddesi’nde yaptığınız değişiklikle bayana karşı şiddeti önleyeceksiniz; bu mümkün değil, inandırıcı da değil” diye konuştu.
Yargıtay bayanlara “Sen ölmeliydin” diyor!
Yargıtay kararlarını eleştiren CHP’li Murat Bakan, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Hatice Kaçmaz davasında “hanımın evlenme teklifini kabul etmesi hâlinde sanığın cinayet işlemeyeceği, reddedilince anlık hiddetle cinayet işlediği, yanına tedbiren aldığı bıçağı duygusal çöküntü ve hiddetin tesiriyle kullandığı” tarafında verdiği sonucu Meclis kürsüsünden okudu. Yargıtay’ın bayanın legal müdafaası durumundaki yaklaşımını ise Sıkıntım Doğan davası üzerinden eleştirdi: “Sistematik bir biçimde azap nazarann, fuhşa zorlanan Sıkıntım Doğan, ölmemek için eşini öldürüyor. Yargıtay on beş yıllık cezasını onaylıyor. Yani Sıkıntım Doğan’a ‘Sen ölmeliydin’ diyor. Türkiye’de temel olan, kanunların değişmesi değil, mevcut maddelerin faal bir biçimde uygulanması. hiç bir insan yaptığı hatanın, işlediği hatanın cezasını çekmedikçe ıslah olmaz; o kabahatin cezasını çekmeyen hatalı, o kabahati bir daha işler. Ceza hukuku hocamızın bize döne döne ‘İyi yasalar makûs uygulayıcılar elinde makus yasa, berbat yasalar yeterli uygulayıcılar elinde âlâ yasadır’ kaygısı. Uygulamada sıkıntımız var” dedi.
Bu Parlamento evvel, onayladığımız İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmalı!
Bakan kelamlarını şöyle sürdürdü: “Mesele yasa yapmakta değil onu uygulamakta. Şayet bu Parlamento, bayan cinayetlerini engellemek için daima bir arada bir şey yapmak istiyorsa evvel, onayladığımız İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmamız lazım. Şayet bayan cinayetlerini engellemek için bir şey yapmak istiyorsa iktidar, evvel bayan dayanışma merkezlerini, sığınma konutlarını, ‘alo şiddet’ çizgisini, bununla ilgili özel, buradan çıkacak bütçeyi bizden talep etmeli. bayanın en değerli kazanımları Cumhuriyetin kuruluşuyla, laik devletle birlikte. İktidarın Cumhuriyetin kazanımlarından feyzalması lazım.”
Bakan, kelamlarını Gülten Akın’ın dizeleriyle bitirdi: “Selam olsun bizdilk evvel geçene / Selam olsun dosta, hasa, zahmet çekene / Selam olsun dayanana, düşene / Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Kadına karşı şiddetin önlenmesinin fakat tarafı olduğumuz memleketler arası kontratların ve mevcut maddelerin faal bir biçimde uygulanmasıyla mümkün olduğunu belirten Bakan, İstanbul Sözleşmesi’nin 11. yılı olduğunu hatırlattı: “On bir sene daha sonra, on bir yıl evvelce daha gerideyiz. Siz bir yandan bayana karşı şiddetle gayrette en kıymetli kazanımınızdan vazgeçeceksiniz, öbür taraftan Ceza Yasası’nda yaptığınız değişiklikle bayana karşı şiddeti önleyeceksiniz; bu mümkün değil, inandırıcı da değil” dedi. Bakan, Hatice Kaçmaz ve Zahmetim Doğan davaları üzerinden Yargıtay kararlarını da eleştirdi.
İstanbul Kontratı: On bir sene daha sonra, on bir yıl evvelce daha gerideyiz!
Sözlerine, “Sistemin adaletsizliğine, eşitsizliğine isyan eden, uğraş eden, dik duran, var oluş çabası veren ve bu çabayı yükselten kadınları” selamlayarak başlayan CHP’li Murat Bakan, “Bilmem, kaçıncı kez Türk Ceza Kanunu’nu değiştiriyoruz. Türk Ceza Kanunu’nda değişiklik yaparak bayana karşı şiddeti önleyebilecek miyiz? Önleyemeyeceğiz. Bayana karşı şiddetin önlenmesi, fakat tarafı olduğumuz milletlerarası kontratların ya da mevcut kararların, kanunların faal bir biçimde uygulanmasıyla mümkün. Bugün 11 Mayıs, bundan tam on bir yıl evvel İstanbul Kontratı imzaya açıldı ve birinci imzacısı biziz. On bir sene daha sonra, on bir yıl evvelce daha gerideyiz. Siz bir yandan bayana karşı şiddetle çabada en kıymetli kazanımınızdan vazgeçeceksiniz, başka taraftan Ceza Maddesi’nde yaptığınız değişiklikle bayana karşı şiddeti önleyeceksiniz; bu mümkün değil, inandırıcı da değil” diye konuştu.
Yargıtay bayanlara “Sen ölmeliydin” diyor!
Yargıtay kararlarını eleştiren CHP’li Murat Bakan, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Hatice Kaçmaz davasında “hanımın evlenme teklifini kabul etmesi hâlinde sanığın cinayet işlemeyeceği, reddedilince anlık hiddetle cinayet işlediği, yanına tedbiren aldığı bıçağı duygusal çöküntü ve hiddetin tesiriyle kullandığı” tarafında verdiği sonucu Meclis kürsüsünden okudu. Yargıtay’ın bayanın legal müdafaası durumundaki yaklaşımını ise Sıkıntım Doğan davası üzerinden eleştirdi: “Sistematik bir biçimde azap nazarann, fuhşa zorlanan Sıkıntım Doğan, ölmemek için eşini öldürüyor. Yargıtay on beş yıllık cezasını onaylıyor. Yani Sıkıntım Doğan’a ‘Sen ölmeliydin’ diyor. Türkiye’de temel olan, kanunların değişmesi değil, mevcut maddelerin faal bir biçimde uygulanması. hiç bir insan yaptığı hatanın, işlediği hatanın cezasını çekmedikçe ıslah olmaz; o kabahatin cezasını çekmeyen hatalı, o kabahati bir daha işler. Ceza hukuku hocamızın bize döne döne ‘İyi yasalar makûs uygulayıcılar elinde makus yasa, berbat yasalar yeterli uygulayıcılar elinde âlâ yasadır’ kaygısı. Uygulamada sıkıntımız var” dedi.
Bu Parlamento evvel, onayladığımız İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmalı!
Bakan kelamlarını şöyle sürdürdü: “Mesele yasa yapmakta değil onu uygulamakta. Şayet bu Parlamento, bayan cinayetlerini engellemek için daima bir arada bir şey yapmak istiyorsa evvel, onayladığımız İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkmamız lazım. Şayet bayan cinayetlerini engellemek için bir şey yapmak istiyorsa iktidar, evvel bayan dayanışma merkezlerini, sığınma konutlarını, ‘alo şiddet’ çizgisini, bununla ilgili özel, buradan çıkacak bütçeyi bizden talep etmeli. bayanın en değerli kazanımları Cumhuriyetin kuruluşuyla, laik devletle birlikte. İktidarın Cumhuriyetin kazanımlarından feyzalması lazım.”
Bakan, kelamlarını Gülten Akın’ın dizeleriyle bitirdi: “Selam olsun bizdilk evvel geçene / Selam olsun dosta, hasa, zahmet çekene / Selam olsun dayanana, düşene / Yüreğim yürektir, bakma gözüm yaşına.”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı