Simge
New member
Makam Kaça Ayrılır? Eleştirel Bir Forum Yazısı
Benim çocukluğumda “makam” kelimesi hep iki şey çağrıştırırdı: biri dedemin radyosundan yükselen Türk sanat müziği, diğeri ise babamın işyerinde sık sık konuşulan o resmi hiyerarşiler. Aradan yıllar geçti, kavram aynı kelimeyle anılsa da içeriği öyle farklı ki… Bir yanda müzik makamları, insanın ruhunu titreten sesler; diğer yanda devletin, kurumların, şirketlerin “makamları”… Hangi makamdan bahsediyoruz? İşte burada mesele derinleşiyor.
---
Makamın İki Yüzü
Birinci yüz: Müzik makamları. Segâh, Hüzzam, Nihavent, Hicaz… Bu makamların her biri bir duygunun, bir halin sesi. Türk musikisinin inceliği burada; notaların değil, ruhun dili.
İkinci yüz: Toplumsal ve resmi makamlar. Müdürlük, müdür yardımcılığı, genel sekreterlik… Bu makamların her biri bir yetki, bir güç, bir “yer” temsil ediyor. Bazen saygı uyandırıyor, bazen mesafe…
Peki bu ayrım bize ne söylüyor? Makam sadece “kaç tane” olduğu sorusuyla değil, “ne anlama geldiği” sorusuyla da tartışılmalı.
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Forumda bir erkek üye şöyle diyebilir:
“Arkadaşlar makam meselesi abartılıyor. Kaç makam var derseniz, müzikte yüzlerce, devlet işinde sınırlı sayıda. Bunları listeleyip geçelim. Stratejik düşünelim; her makamın bir işlevi var. O işlevi bilmek yeterlidir.”
Bu yaklaşım çözüm odaklıdır. Erkek mantığı genellikle “netlik” arar. Onlara göre makam bir tabloya dökülmeli, hiyerarşi şeması çıkarılmalı, iş bitmeli.
Ama sorun şu: Gerçek hayatta makamlar o kadar basit değil. İnsan ilişkileri, güç dengeleri, duygular işin içine girince liste birden anlamsızlaşabiliyor.
---
Kadınların Empatik Bakışı
Bir kadın forum üyesi ise şöyle yaklaşabilir:
“Makamlar sadece koltuk ya da unvan değil. Müzikte bir makam, ruhu teskin eder. Yönetimde bir makam, insanların hayatını etkiler. Bu yüzden makamları tartışırken ‘nasıl hissettirdiğini’ de konuşmalıyız.”
Bu yaklaşım ilişkisel ve empatik. Kadınların bakış açısında, makamın işlevinden çok, insana dokunan tarafı önemlidir. Bir makamda oturan kişinin insanlara adil davranıp davranmadığı, makamın gerçek değerini belirler.
---
Forumda Tartışma Konusu
Bir soru: Sizce makam sayısıyla uğraşmak mı önemlidir, yoksa makamların içini nasıl doldurduğumuz mu?
- Ali: “Benim için sayılar önemli. Kaç makam var, görev dağılımı nasıl? Bilirsek düzen kurarız.”
- Elif: “Ama düzen sadece tablolarla kurulmuyor Ali. İnsan faktörü var. Kaç makam olursa olsun, empati yoksa o makam boş.”
- Mehmet: “Devlette ya da kurumda her makamın bir stratejik değeri var. Onu görmek lazım. Kim oturursa otursun, işleyişe bakarım.”
- Zeynep: “Oturana bakmazsak makamı da anlamayız. Çünkü bazen küçük bir pozisyon, doğru kişide koca bir fark yaratıyor.”
Bu noktada tartışma alevlenir. Çünkü bir taraf “strateji”yi savunurken, diğer taraf “insani değerleri” öne çıkarır.
---
Makam ve Güç İlişkisi
Aslında makam dediğimiz şeyin özünde güç vardır. Bir müzik makamı, duygular üzerinde güç kurar. Bir yönetim makamı, insanlar üzerinde… Burada eleştirel soru şu: Makamı belirleyen koltuk mudur, oturan kişi mi?
Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı burada eksik kalabilir. Çünkü sadece makamı tanımlamak, onun toplumsal gücünü anlamaya yetmez. Kadınların empatik bakışı ise makamın insana nasıl yansıdığını gösterir ama bazen işin teknik yönünü ihmal eder. İkisini birleştirmek gerek.
---
Müzik Makamları Üzerine Eleştiri
Müzikte makamların sayısı yüzleri bulur. Ama çoğu insan Segâh ile Hüzzam arasındaki farkı bilmez. Oysa her biri bir ruh hali taşır. Burada soru şu: Neden kültürel eğitimde makam çeşitliliğine daha fazla yer verilmiyor?
Erkek bakış açısıyla yanıt: “Çünkü eğitim sistemi sınırlı, stratejik öncelik verilmiyor. Temel birkaç makam öğretiliyor, gerisi unutuluyor.”
Kadın bakış açısıyla yanıt: “Çünkü toplum müziği ruhsal bir iletişim aracı olarak değil, yüzeysel bir eğlence aracı olarak görüyor. Makamların ilişkisel derinliği öğretilseydi, insanlar daha farklı hissederdi.”
---
Yönetim Makamlarına Eleştiri
Resmi makamlar ise ayrı bir tartışma konusu. Soru şu: Türkiye’de ya da dünyada makam sayısı mı fazla, yoksa makamların ağırlığı mı yanlış dağıtılmış?
Bir erkek forum üyesi: “Fazlalık var. Aynı işi yapan 5 ayrı makam var. Stratejik bir reform lazım.”
Bir kadın forum üyesi: “Sorun sayı değil, makamların insana yaklaşımı. İnsanların ihtiyaçlarını görmeyen makam sayıca az olsa bile yetersiz kalır.”
Gördüğünüz gibi, mesele sadece nicelik değil, nitelik de.
---
Son Söz: Makamın Sorgusu
“Makam kaça ayrılır?” sorusu aslında bizi şuraya getiriyor: Makam sayısından çok, makamların nasıl işlediğini tartışmalıyız.
- Müzikte makamların çokluğu kültürel bir zenginliktir ama biz o zenginliği yeterince kullanmıyoruz.
- Yönetimde makamların çokluğu ise bazen bürokratik bir hantallıktır. Ama asıl mesele, o makamların halkla, çalışanla, insanla kurduğu bağdır.
Eleştirel bakışla söylemek gerekirse, makamlar üzerine kafa yormak sadece akademik bir merak değil, toplumsal bir sorumluluktur. Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların empatik yaklaşımını birleştirdiğimizde hem stratejik hem insani bir tartışma çıkar.
Ve forum için son bir soru: Sizce makam, insanı mı yüceltir; yoksa insan mı makamı değerli kılar?
---
Kelime sayısı: 820+
Benim çocukluğumda “makam” kelimesi hep iki şey çağrıştırırdı: biri dedemin radyosundan yükselen Türk sanat müziği, diğeri ise babamın işyerinde sık sık konuşulan o resmi hiyerarşiler. Aradan yıllar geçti, kavram aynı kelimeyle anılsa da içeriği öyle farklı ki… Bir yanda müzik makamları, insanın ruhunu titreten sesler; diğer yanda devletin, kurumların, şirketlerin “makamları”… Hangi makamdan bahsediyoruz? İşte burada mesele derinleşiyor.
---
Makamın İki Yüzü
Birinci yüz: Müzik makamları. Segâh, Hüzzam, Nihavent, Hicaz… Bu makamların her biri bir duygunun, bir halin sesi. Türk musikisinin inceliği burada; notaların değil, ruhun dili.
İkinci yüz: Toplumsal ve resmi makamlar. Müdürlük, müdür yardımcılığı, genel sekreterlik… Bu makamların her biri bir yetki, bir güç, bir “yer” temsil ediyor. Bazen saygı uyandırıyor, bazen mesafe…
Peki bu ayrım bize ne söylüyor? Makam sadece “kaç tane” olduğu sorusuyla değil, “ne anlama geldiği” sorusuyla da tartışılmalı.
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Forumda bir erkek üye şöyle diyebilir:
“Arkadaşlar makam meselesi abartılıyor. Kaç makam var derseniz, müzikte yüzlerce, devlet işinde sınırlı sayıda. Bunları listeleyip geçelim. Stratejik düşünelim; her makamın bir işlevi var. O işlevi bilmek yeterlidir.”
Bu yaklaşım çözüm odaklıdır. Erkek mantığı genellikle “netlik” arar. Onlara göre makam bir tabloya dökülmeli, hiyerarşi şeması çıkarılmalı, iş bitmeli.
Ama sorun şu: Gerçek hayatta makamlar o kadar basit değil. İnsan ilişkileri, güç dengeleri, duygular işin içine girince liste birden anlamsızlaşabiliyor.
---
Kadınların Empatik Bakışı
Bir kadın forum üyesi ise şöyle yaklaşabilir:
“Makamlar sadece koltuk ya da unvan değil. Müzikte bir makam, ruhu teskin eder. Yönetimde bir makam, insanların hayatını etkiler. Bu yüzden makamları tartışırken ‘nasıl hissettirdiğini’ de konuşmalıyız.”
Bu yaklaşım ilişkisel ve empatik. Kadınların bakış açısında, makamın işlevinden çok, insana dokunan tarafı önemlidir. Bir makamda oturan kişinin insanlara adil davranıp davranmadığı, makamın gerçek değerini belirler.
---
Forumda Tartışma Konusu
Bir soru: Sizce makam sayısıyla uğraşmak mı önemlidir, yoksa makamların içini nasıl doldurduğumuz mu?
- Ali: “Benim için sayılar önemli. Kaç makam var, görev dağılımı nasıl? Bilirsek düzen kurarız.”
- Elif: “Ama düzen sadece tablolarla kurulmuyor Ali. İnsan faktörü var. Kaç makam olursa olsun, empati yoksa o makam boş.”
- Mehmet: “Devlette ya da kurumda her makamın bir stratejik değeri var. Onu görmek lazım. Kim oturursa otursun, işleyişe bakarım.”
- Zeynep: “Oturana bakmazsak makamı da anlamayız. Çünkü bazen küçük bir pozisyon, doğru kişide koca bir fark yaratıyor.”
Bu noktada tartışma alevlenir. Çünkü bir taraf “strateji”yi savunurken, diğer taraf “insani değerleri” öne çıkarır.
---
Makam ve Güç İlişkisi
Aslında makam dediğimiz şeyin özünde güç vardır. Bir müzik makamı, duygular üzerinde güç kurar. Bir yönetim makamı, insanlar üzerinde… Burada eleştirel soru şu: Makamı belirleyen koltuk mudur, oturan kişi mi?
Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımı burada eksik kalabilir. Çünkü sadece makamı tanımlamak, onun toplumsal gücünü anlamaya yetmez. Kadınların empatik bakışı ise makamın insana nasıl yansıdığını gösterir ama bazen işin teknik yönünü ihmal eder. İkisini birleştirmek gerek.
---
Müzik Makamları Üzerine Eleştiri
Müzikte makamların sayısı yüzleri bulur. Ama çoğu insan Segâh ile Hüzzam arasındaki farkı bilmez. Oysa her biri bir ruh hali taşır. Burada soru şu: Neden kültürel eğitimde makam çeşitliliğine daha fazla yer verilmiyor?
Erkek bakış açısıyla yanıt: “Çünkü eğitim sistemi sınırlı, stratejik öncelik verilmiyor. Temel birkaç makam öğretiliyor, gerisi unutuluyor.”
Kadın bakış açısıyla yanıt: “Çünkü toplum müziği ruhsal bir iletişim aracı olarak değil, yüzeysel bir eğlence aracı olarak görüyor. Makamların ilişkisel derinliği öğretilseydi, insanlar daha farklı hissederdi.”
---
Yönetim Makamlarına Eleştiri
Resmi makamlar ise ayrı bir tartışma konusu. Soru şu: Türkiye’de ya da dünyada makam sayısı mı fazla, yoksa makamların ağırlığı mı yanlış dağıtılmış?
Bir erkek forum üyesi: “Fazlalık var. Aynı işi yapan 5 ayrı makam var. Stratejik bir reform lazım.”
Bir kadın forum üyesi: “Sorun sayı değil, makamların insana yaklaşımı. İnsanların ihtiyaçlarını görmeyen makam sayıca az olsa bile yetersiz kalır.”
Gördüğünüz gibi, mesele sadece nicelik değil, nitelik de.
---
Son Söz: Makamın Sorgusu
“Makam kaça ayrılır?” sorusu aslında bizi şuraya getiriyor: Makam sayısından çok, makamların nasıl işlediğini tartışmalıyız.
- Müzikte makamların çokluğu kültürel bir zenginliktir ama biz o zenginliği yeterince kullanmıyoruz.
- Yönetimde makamların çokluğu ise bazen bürokratik bir hantallıktır. Ama asıl mesele, o makamların halkla, çalışanla, insanla kurduğu bağdır.
Eleştirel bakışla söylemek gerekirse, makamlar üzerine kafa yormak sadece akademik bir merak değil, toplumsal bir sorumluluktur. Erkeklerin çözüm odaklı, kadınların empatik yaklaşımını birleştirdiğimizde hem stratejik hem insani bir tartışma çıkar.
Ve forum için son bir soru: Sizce makam, insanı mı yüceltir; yoksa insan mı makamı değerli kılar?
---
Kelime sayısı: 820+