RAM
New member
“N Kaç Bağ Yapar?”: Bir Tarlanın, Bir Ailenin ve Bir Öğretinin Hikâyesi
Selam dostlar,
Bugün sizlerle çocukluğumdan beri kulağıma dolan ama anlamını yıllar sonra gerçekten kavradığım bir ifadeyi konuşmak istiyorum: “N kaç bağ yapar?”
Bilen bilir, bu söz tarlada, bağda, üretimle uğraşanların dilinden düşmez. Ama mesele sadece kaç bağ üzüm çıktığı değil; sabır, emek, birlik ve insanın doğayla kurduğu ilişkinin derinliğiyle ilgilidir.
İşte bu sözü bana gerçek anlamıyla öğreten hikâyeyi anlatayım.
---
Tarlanın Kıyısında Başlayan Soru
Bir yaz sabahı, köyün dışında dedemle birlikte tarlaya gitmiştik. Güneş yeni doğuyordu, toprak sıcaklığını yeni toplamaya başlamıştı. Dedem elindeki asayı toprağa saplayarak bir noktayı gösterdi:
— “Bak oğlum, burası ‘N noktası.’ Buradan şu sıraya kadar üç bağ olur.”
Ben o zaman çocuktum. Merakla sordum:
— “Dede, N kaç bağ yapar peki?”
Dedem gülümsedi, piposunu yaktı, gözlerini ufka dikti.
— “Oğlum,” dedi, “N sadece sayıyla ilgili değildir. Ne kadar bağ yaptığı, kimin ne kadar gönül verdiğiyle ilgilidir.”
Yıllar sonra bu cümlenin anlamı bende derinleşti. Çünkü her bağ, bir hesap değil, bir hikâyeydi.
---
Erkeklerin Hesaplı Dünyası
O yıllarda köyde erkekler genelde üretimin stratejisini yapardı.
Kimin tarlası kaç dönüm, kim ne kadar verim almış, hangi yıl yağmur ne zaman yağmış... Hepsi planlıydı.
Bir gün babamla amcam, tarlada oturup tartışmaya başladılar.
— “Bu yıl N tarlası en az 12 bağ verir,” dedi babam. “Toprak gevşek, asmalar canlı.”
Amcam ise hesap makinesine benzer bir tavırla karşı çıktı:
— “Yok, toprak bu yıl az yağmur aldı. Maksimum 8 bağ çıkar. Fazlası hayal.”
Babam gülümsedi.
— “Sen verime sayıyla bakarsın, ben toprakla konuşurum.”
İşte erkeklerin dünyası buydu. Her biri çözüm arıyor, plan yapıyor, rakamlarla oynuyordu. Onlar için “N kaç bağ yapar?” sorusu stratejik bir meseleydi — emek, zaman, iklim, gübre ve su dengesiyle ölçülürdü.
Ama o hesapların arasında, duyguların tozu toprağa karışırdı.
---
Kadınların Şefkatli Dokunuşu
Ertesi gün annemle halam da tarlaya geldiler. Ellerinde su şişeleri, yanlarında yiyecekler vardı. Ama geldikleri anda tarlanın havası değişti. Bir yumuşama, bir sıcaklık...
Annem bağın arasına girip yapraklara dokundu.
— “Bu sene toprağın sesi daha neşeli,” dedi. “Üzüm kokusu şimdiden değişmiş.”
Halam başını salladı.
— “N kaç bağ yapar bilmem ama bu toprak, sevgiyle sulanırsa bereketi bol olur.”
O an fark ettim ki kadınlar hesap yapmaz, hissederdi.
Onlar için verim, sadece sayı değil; birlik, bereket, paylaşım demekti.
Mısır saplarını nazikçe toplarken birbirlerine “Toprak insan gibi, ilgi ister,” derlerdi.
Erkekler geleceği planlarken, kadınlar bugünü yaşatırdı.
---
Bir Hasat Gününün Dersi
O yıl hasat zamanı geldiğinde herkes tarladaydı. Babam, amcam, dedem, annem, halam, komşular…
Tüm köy bir şenlik havasındaydı.
Sabahın ilk ışığında bağın başında toplandık. Babam gülümsedi, elindeki küreği yere bıraktı.
— “Hadi bakalım, N kaç bağ yapacak görelim,” dedi.
Gün boyu çalıştık. Ter içinde kaldık, ellerimiz nasır tuttu ama yüzlerimizde bir huzur vardı.
Akşam olduğunda sepetler dolmuştu. Dedem geldi, bir sepete dokundu, tarttı.
— “Toplamda on bağ,” dedi. “Ne sekiz, ne on iki.”
Amcam başını kaldırdı, “Demek ki senin toprakla konuşman işe yaramış,” dedi.
Babam da güldü, “Yok, toprağı dinleyen herkes kazanır,” dedi.
O sırada annem eline bir salkım alıp bize döndü:
— “Gördünüz mü? N kaç bağ yapar sorusunun cevabı rakamlarda değil. Bu üzümde bizim emeğimizin, sabrımızın ve sevgimizin izi var.”
---
N Kaç Bağ Yapar?
Yıllar geçti. Köy değişti, teknoloji girdi, hesap makineleri yerini uygulamalara bıraktı.
Ama hâlâ biri “N kaç bağ yapar?” diye sorduğunda, aklıma o gün gelir.
Bu soru, aslında hayatın her alanına yayılır:
Bir ilişki kaç fedakârlık yapar?
Bir dostluk kaç kez affeder?
Bir emek, kaç kez karşılık bulur?
Erkekler bu soruya rakamla, planla, grafikle cevap verir.
Kadınlar ise kalple, empatiyle, hikâyeyle yanıtlar.
Ve aslında her iki yan da gereklidir — biri kökü, diğeri meyveyi besler.
---
Forumda Bir Soru: Sizce Gerçek Verim Nedir?
Şimdi size sormak istiyorum dostlar,
Sizce N kaç bağ yapar?
Yani, bir emeğin gerçek karşılığı nasıl ölçülür?
Topraktan çıkan ürünle mi, o ürünü paylaşan insanların gülümsemesiyle mi?
Bazılarımız için başarı, daha çok bağ, daha yüksek verimdir.
Bazılarımız içinse bir sofrada oturup, emeğin tadını birlikte çıkarmaktır.
Belki de asıl cevap şudur:
Toprak, sadece ekenin değil; anlayanın da karşılığını verir.
---
Son Söz: Bağların Ötesinde Bağ Kurmak
Bugün hâlâ biri “N kaç bağ yapar?” dediğinde, ben sadece toprağı değil, insanları düşünürüm.
Çünkü bağ sadece asmanın değil, insanların birbirine kurduğu ilişkilerin adıdır.
Bir tarlada birlikte ter dökmek, birlikte gülmek, birlikte üretmek…
İşte gerçek bereket oradadır.
Toprağın kokusu, elin emeği, kalbin sevgisi birleştiğinde;
N kaç bağ yapar sorusunun cevabı sonsuz olur.
Ve belki de en güzel cevap şudur:
Toprak ne kadar severse, o kadar verir. İnsan da öyle.
Selam dostlar,
Bugün sizlerle çocukluğumdan beri kulağıma dolan ama anlamını yıllar sonra gerçekten kavradığım bir ifadeyi konuşmak istiyorum: “N kaç bağ yapar?”
Bilen bilir, bu söz tarlada, bağda, üretimle uğraşanların dilinden düşmez. Ama mesele sadece kaç bağ üzüm çıktığı değil; sabır, emek, birlik ve insanın doğayla kurduğu ilişkinin derinliğiyle ilgilidir.
İşte bu sözü bana gerçek anlamıyla öğreten hikâyeyi anlatayım.
---
Tarlanın Kıyısında Başlayan Soru
Bir yaz sabahı, köyün dışında dedemle birlikte tarlaya gitmiştik. Güneş yeni doğuyordu, toprak sıcaklığını yeni toplamaya başlamıştı. Dedem elindeki asayı toprağa saplayarak bir noktayı gösterdi:
— “Bak oğlum, burası ‘N noktası.’ Buradan şu sıraya kadar üç bağ olur.”
Ben o zaman çocuktum. Merakla sordum:
— “Dede, N kaç bağ yapar peki?”
Dedem gülümsedi, piposunu yaktı, gözlerini ufka dikti.
— “Oğlum,” dedi, “N sadece sayıyla ilgili değildir. Ne kadar bağ yaptığı, kimin ne kadar gönül verdiğiyle ilgilidir.”
Yıllar sonra bu cümlenin anlamı bende derinleşti. Çünkü her bağ, bir hesap değil, bir hikâyeydi.
---
Erkeklerin Hesaplı Dünyası
O yıllarda köyde erkekler genelde üretimin stratejisini yapardı.
Kimin tarlası kaç dönüm, kim ne kadar verim almış, hangi yıl yağmur ne zaman yağmış... Hepsi planlıydı.
Bir gün babamla amcam, tarlada oturup tartışmaya başladılar.
— “Bu yıl N tarlası en az 12 bağ verir,” dedi babam. “Toprak gevşek, asmalar canlı.”
Amcam ise hesap makinesine benzer bir tavırla karşı çıktı:
— “Yok, toprak bu yıl az yağmur aldı. Maksimum 8 bağ çıkar. Fazlası hayal.”
Babam gülümsedi.
— “Sen verime sayıyla bakarsın, ben toprakla konuşurum.”
İşte erkeklerin dünyası buydu. Her biri çözüm arıyor, plan yapıyor, rakamlarla oynuyordu. Onlar için “N kaç bağ yapar?” sorusu stratejik bir meseleydi — emek, zaman, iklim, gübre ve su dengesiyle ölçülürdü.
Ama o hesapların arasında, duyguların tozu toprağa karışırdı.
---
Kadınların Şefkatli Dokunuşu
Ertesi gün annemle halam da tarlaya geldiler. Ellerinde su şişeleri, yanlarında yiyecekler vardı. Ama geldikleri anda tarlanın havası değişti. Bir yumuşama, bir sıcaklık...
Annem bağın arasına girip yapraklara dokundu.
— “Bu sene toprağın sesi daha neşeli,” dedi. “Üzüm kokusu şimdiden değişmiş.”
Halam başını salladı.
— “N kaç bağ yapar bilmem ama bu toprak, sevgiyle sulanırsa bereketi bol olur.”
O an fark ettim ki kadınlar hesap yapmaz, hissederdi.
Onlar için verim, sadece sayı değil; birlik, bereket, paylaşım demekti.
Mısır saplarını nazikçe toplarken birbirlerine “Toprak insan gibi, ilgi ister,” derlerdi.
Erkekler geleceği planlarken, kadınlar bugünü yaşatırdı.
---
Bir Hasat Gününün Dersi
O yıl hasat zamanı geldiğinde herkes tarladaydı. Babam, amcam, dedem, annem, halam, komşular…
Tüm köy bir şenlik havasındaydı.
Sabahın ilk ışığında bağın başında toplandık. Babam gülümsedi, elindeki küreği yere bıraktı.
— “Hadi bakalım, N kaç bağ yapacak görelim,” dedi.
Gün boyu çalıştık. Ter içinde kaldık, ellerimiz nasır tuttu ama yüzlerimizde bir huzur vardı.
Akşam olduğunda sepetler dolmuştu. Dedem geldi, bir sepete dokundu, tarttı.
— “Toplamda on bağ,” dedi. “Ne sekiz, ne on iki.”
Amcam başını kaldırdı, “Demek ki senin toprakla konuşman işe yaramış,” dedi.
Babam da güldü, “Yok, toprağı dinleyen herkes kazanır,” dedi.
O sırada annem eline bir salkım alıp bize döndü:
— “Gördünüz mü? N kaç bağ yapar sorusunun cevabı rakamlarda değil. Bu üzümde bizim emeğimizin, sabrımızın ve sevgimizin izi var.”
---
N Kaç Bağ Yapar?
Yıllar geçti. Köy değişti, teknoloji girdi, hesap makineleri yerini uygulamalara bıraktı.
Ama hâlâ biri “N kaç bağ yapar?” diye sorduğunda, aklıma o gün gelir.
Bu soru, aslında hayatın her alanına yayılır:
Bir ilişki kaç fedakârlık yapar?
Bir dostluk kaç kez affeder?
Bir emek, kaç kez karşılık bulur?
Erkekler bu soruya rakamla, planla, grafikle cevap verir.
Kadınlar ise kalple, empatiyle, hikâyeyle yanıtlar.
Ve aslında her iki yan da gereklidir — biri kökü, diğeri meyveyi besler.
---
Forumda Bir Soru: Sizce Gerçek Verim Nedir?
Şimdi size sormak istiyorum dostlar,
Sizce N kaç bağ yapar?
Yani, bir emeğin gerçek karşılığı nasıl ölçülür?
Topraktan çıkan ürünle mi, o ürünü paylaşan insanların gülümsemesiyle mi?
Bazılarımız için başarı, daha çok bağ, daha yüksek verimdir.
Bazılarımız içinse bir sofrada oturup, emeğin tadını birlikte çıkarmaktır.
Belki de asıl cevap şudur:
Toprak, sadece ekenin değil; anlayanın da karşılığını verir.
---
Son Söz: Bağların Ötesinde Bağ Kurmak
Bugün hâlâ biri “N kaç bağ yapar?” dediğinde, ben sadece toprağı değil, insanları düşünürüm.
Çünkü bağ sadece asmanın değil, insanların birbirine kurduğu ilişkilerin adıdır.
Bir tarlada birlikte ter dökmek, birlikte gülmek, birlikte üretmek…
İşte gerçek bereket oradadır.
Toprağın kokusu, elin emeği, kalbin sevgisi birleştiğinde;
N kaç bağ yapar sorusunun cevabı sonsuz olur.
Ve belki de en güzel cevap şudur:
Toprak ne kadar severse, o kadar verir. İnsan da öyle.