“Onunla çok genç yaşta La Scala’da, 1950’lerde, setlerini tasarladığı De Falla’nın ‘Üç Köşeli Şapka’ performansı sırasında tanıştım. Benim ‘loco’ makyajımı yapan oydu. sahneye çıkmadan birkaç dakika içinde yüzüm çılgın, yabancılaşmış, tuhaf çizgilerle soyut bir tabloya dönüştü”
“Picasso ile çok genç yaşta La Scala’da, 1950’lerde, setleri tasarladığı De Falla’nın ‘Üç Köşeli Şapka’ performansı sırasında tanıştım. Benim ‘loco’ makyajımı yapan oydu. sahneye girmeden birkaç dakika içinde yüzüm çılgın, yabancılaşmış, tuhaf çizgilerle soyut bir tabloya dönüştü. Canlı bir palet. O günden beri ayrılmadık”. Amedeo Amodio Scaliger doktor, dansçı, koreograf, böylece Adnkronos Pablo Picasso’yu ölümünden 50 yıl sonra anıyor.
Amodio, “Gençlere bayılırdı, onlarla birlikte olmaktan keyif alır ve onlara derinden saygı duyardı – Madrid’de, Fransız Rivierası’ndaki La Scala’daki bale galasından sonra bile birkaç kez tekrar görüştük. Tuhaf Fransız-İspanyolcasını hatırlıyorum. Bana portre sözü vermişti ama provalarım, gösterilerim vardı, turları kaçıramazdım. Ne zaman vedalaşsam, teşekkür etsem. İtiraf ediyorum, yıllar sonra, biraz pişmanlık duymadan. Büyük İspanyol ressam dansı severdi. Hepsi Liliana Cavani’nin “Portiere dei Notte”den “Al”a kadar en büyük sinema başarılarından bazılarında sembol dansçı olan Amodio, “Resmi ve sanatı, bedenlerin en saf haliyle, iyi tanımlanmış bir alanda hareket eden bedenlerin muhteşemleştirilmesidir” diye devam ediyor. iyi ve kötünün ötesinde’.
“Picasso’nun hayal gücü ve yaratıcılığı kontrol edilemezdi, serbestti, kışkırtmayı severdi, ancak temelde sanat ve resim dünyasına dair sonsuz bir bilgi vardı. Ve koreograf, tiyatro ve dansa karşı derin bir aşk olduğunu söylüyor. İlk karısı, Rus asıllı Olga Khokhlova, Picasso’nun uzun yıllar işbirliği yaptığı ve ‘Parade’den ‘Train bleu’ya kadar ‘900’lerin bazı şaheserleri için kostümler ve setler yaratan Diaghilev’s Ballets Russes’ın yıldızıydı.
“Picasso ile çok genç yaşta La Scala’da, 1950’lerde, setleri tasarladığı De Falla’nın ‘Üç Köşeli Şapka’ performansı sırasında tanıştım. Benim ‘loco’ makyajımı yapan oydu. sahneye girmeden birkaç dakika içinde yüzüm çılgın, yabancılaşmış, tuhaf çizgilerle soyut bir tabloya dönüştü. Canlı bir palet. O günden beri ayrılmadık”. Amedeo Amodio Scaliger doktor, dansçı, koreograf, böylece Adnkronos Pablo Picasso’yu ölümünden 50 yıl sonra anıyor.
Amodio, “Gençlere bayılırdı, onlarla birlikte olmaktan keyif alır ve onlara derinden saygı duyardı – Madrid’de, Fransız Rivierası’ndaki La Scala’daki bale galasından sonra bile birkaç kez tekrar görüştük. Tuhaf Fransız-İspanyolcasını hatırlıyorum. Bana portre sözü vermişti ama provalarım, gösterilerim vardı, turları kaçıramazdım. Ne zaman vedalaşsam, teşekkür etsem. İtiraf ediyorum, yıllar sonra, biraz pişmanlık duymadan. Büyük İspanyol ressam dansı severdi. Hepsi Liliana Cavani’nin “Portiere dei Notte”den “Al”a kadar en büyük sinema başarılarından bazılarında sembol dansçı olan Amodio, “Resmi ve sanatı, bedenlerin en saf haliyle, iyi tanımlanmış bir alanda hareket eden bedenlerin muhteşemleştirilmesidir” diye devam ediyor. iyi ve kötünün ötesinde’.
“Picasso’nun hayal gücü ve yaratıcılığı kontrol edilemezdi, serbestti, kışkırtmayı severdi, ancak temelde sanat ve resim dünyasına dair sonsuz bir bilgi vardı. Ve koreograf, tiyatro ve dansa karşı derin bir aşk olduğunu söylüyor. İlk karısı, Rus asıllı Olga Khokhlova, Picasso’nun uzun yıllar işbirliği yaptığı ve ‘Parade’den ‘Train bleu’ya kadar ‘900’lerin bazı şaheserleri için kostümler ve setler yaratan Diaghilev’s Ballets Russes’ın yıldızıydı.