Can
New member
“Wednesday kaçıncı gün?” diye soranlara selam olsun!
Arkadaşlar, bazı sorular vardır ki sadece cevap almak için değil, kafa karıştırmak için sorulur. “Wednesday kaçıncı gün?” işte tam da öyle bir soru. Masum görünüyor ama cevabı sandığınız kadar basit değil. Çünkü kimine göre haftanın ortası, kimine göre haftanın en dertli günü, kimine göre ise Cuma’ya giden trenin ilk vagonu. Gelin, bu “Wednesday bilmecesi”ni biraz deşelim. Hem stratejik erkek bakışını, hem empatiyle yaklaşan kadın bakışını, hem de forumun meşhur geyik enerjisini işin içine katalım.
Takvim mi, hayat mı?
Klasik cevabı vereyim: “Wednesday, haftanın üçüncü günü.” Takvime bakınca Pazartesi (1), Salı (2), Çarşamba (3). Ama bazıları Pazar’dan başlatıyor: O zaman Çarşamba beşinci gün. Hatta bazı kültürlerde hafta Cumartesi başlıyor, o zaman işler iyice karışıyor. Yani “kaçıncı gün” sorusunun cevabı, aslında hangi kültürden olduğuna göre değişiyor.
Ama işin en güzeli şu: Bizim için Wednesday, hayatın *tam ortasına denk düşen gün*. İşlerin yığılmaya başladığı, Pazartesi’nin gazının bittiği, Cuma’nın hayaliyle ofiste şarkılar mırıldandığımız gün. Yani takvimsel değil, ruhsal olarak ölçmek gerekirse “haftanın en tartışmalı günü.”
Erkeklerin stratejik çözüm odaklı yaklaşımı
Bir erkek forumda şöyle yazar mesela:
“Arkadaşlar, basit. Hafta Pazartesi’den başlar, Wednesday üçüncü gündür. Hesap kitap ortada. O yüzden tartışmayı kapatalım.”
Erkek mantığı stratejik çalışır. Çözüme odaklıdır. Çarşamba’yı “checkpoint” gibi görür. Yani bilgisayar oyununda yarıya geldin, kaydet butonuna basarsın ya; işte Wednesday budur. Erkek bakışı, Çarşamba’yı haftalık görev listesinin yarısını temizlediğin gün olarak görür. Çok da duygusal bakmaz. Net, sert, matematiksel: “Haftanın üçüncü günü, nokta.”
Kadınların empatik ve ilişki odaklı yaklaşımı
Kadın forumdaşlarımız ise olaya daha incelikli bakar:
“Wednesday benim için üçüncü gün değil, insanların ruh hâlini en çok hissettiğim gündür. Pazartesi travması atlatılmıştır, Salı işlere adapte olunur, Çarşamba’da herkes yorgunlukla umut arasında gider gelir.”
Onlar için Wednesday, bir sayıdan çok bir his. Arkadaşına “Hadi dayan, iki gün sonra Cuma” demenin günü. Empatiyi devreye sokar, forumda “Herkese kahve ısmarlıyorum, bu Çarşamba’yı birlikte atlatacağız” gibi mesajlar yazarlar. O yüzden Wednesday, kadın bakışında haftanın sosyal terapisti gibidir.
Çarşamba sendromu diye bir şey var mı?
“Pazartesi sendromu” herkesin dilinde. Ama bence asıl gizli düşman “Çarşamba sendromu.” Çünkü Pazartesi zaten berbat, ona hazırlıklısın. Ama Çarşamba hain: Ne tam başı, ne tam sonu. Enerji düşmüş, işler yığılmış, tatil hâlâ uzak. En kötüsü de hafta ortası toplantılarının genelde Çarşamba’ya denk gelmesi. Yani Wednesday, iş yerlerinde “gizli patron”dur.
Peki, forumdaşlar: Sizce en zor gün Pazartesi mi, yoksa Çarşamba mı?
Çarşamba’nın sosyal anlamı: Pazarla gizli akrabalığı
Çarşamba aslında Pazar gününe çok benzer. Nasıl mı?
• Pazar: “Yarın iş var, içim sıkılıyor.”
• Çarşamba: “Daha iki gün var, içim sıkılıyor.”
İkisi de “yarım kalmışlık” duygusu verir. Pazar’da gelecek haftayı düşünürsün, Çarşamba’da bitmeyen haftayı. Yani Wednesday, küçük bir Pazar depresyonu taşır.
Forumluk provokatif sorular
• Sizce Wednesday gerçekten haftanın ortası mı, yoksa modern dünyanın bize oynadığı bir algı oyunu mu?
• Wednesday’i “üçüncü gün” diyen erkek forumdaşlara mı, “hissettirilen gün” diyen kadın forumdaşlara mı bırakmalıyız?
• Çarşamba sendromu diye bir şey var mı, yoksa ben uydurup markalaştırsam köşeyi döner miyim?
• Wednesday’i güzel kılan tek şey Cuma’ya yaklaşması mı?
• Hadi itiraf edin: Çarşamba günü öğleden sonra, gizlice tatil planı araştıranınız var mı?
Mizahi çıkarımlar
1. Wednesday aslında “hafta içi Survivor parkuru”nun ara noktasıdır. Yarışı bitiren değil ama bayrağı gören gündür.
2. Wednesday’i atlatan insanın “mental dayanıklılığı” artar. Çünkü haftanın ikinci yarısına geçince özgüven gelir.
3. Çarşamba aslında iş hayatının “arkadaşlık testi”dir. Kahve makinesi önünde kimlerle dertleştiğine bakarsın, gerçek dostun o çıkar.
4. Wednesday’i güzel yapan tek şey, sosyal medyada “Haftanın yarısı bitti” diye umutlu story atan arkadaşların varlığıdır.
Strateji + empati birleşince
Aslında en iyisi şu: Erkeklerin stratejik bakışıyla “Wednesday = 3. gün, haftanın yarısı bitti” deyip motivasyon almak; kadınların empatik yaklaşımıyla da “Dayan, birlikte aşacağız” desteğini hissetmek. İkisini birleştirdiğinde Wednesday bir kabus değil, küçük bir zafer haline geliyor. Yani sayı + duygu birleşince, Çarşamba tatlı bir dengenin günü oluyor.
Son söz: Wednesday bir gün mü, ruh hâli mi?
Cevap: İkisi de. Wednesday takvimde üçüncü gün olabilir, ama kalbimizde “hafta ortası psikolojisi”nin adı. Bazen stratejiyle hesap yaparız, bazen empatiyle kahve ikram ederiz. Ama sonuçta hepimiz aynı gemideyiz: Wednesday’i geçince moral yükseliyor, Cuma hayali başlıyor.
Şimdi soruyorum forumdaşlar: Sizin Wednesday hikâyeniz ne? Çarşamba’yı kahveyle mi, tatlıyla mı, yoksa “patron bugünü görmesin” dualarıyla mı atlatıyorsunuz? Hadi bakalım, bu başlık altına en eğlenceli Wednesday anılarınızı dökün, forumu birlikte şenlendirelim!
								Arkadaşlar, bazı sorular vardır ki sadece cevap almak için değil, kafa karıştırmak için sorulur. “Wednesday kaçıncı gün?” işte tam da öyle bir soru. Masum görünüyor ama cevabı sandığınız kadar basit değil. Çünkü kimine göre haftanın ortası, kimine göre haftanın en dertli günü, kimine göre ise Cuma’ya giden trenin ilk vagonu. Gelin, bu “Wednesday bilmecesi”ni biraz deşelim. Hem stratejik erkek bakışını, hem empatiyle yaklaşan kadın bakışını, hem de forumun meşhur geyik enerjisini işin içine katalım.
Takvim mi, hayat mı?
Klasik cevabı vereyim: “Wednesday, haftanın üçüncü günü.” Takvime bakınca Pazartesi (1), Salı (2), Çarşamba (3). Ama bazıları Pazar’dan başlatıyor: O zaman Çarşamba beşinci gün. Hatta bazı kültürlerde hafta Cumartesi başlıyor, o zaman işler iyice karışıyor. Yani “kaçıncı gün” sorusunun cevabı, aslında hangi kültürden olduğuna göre değişiyor.
Ama işin en güzeli şu: Bizim için Wednesday, hayatın *tam ortasına denk düşen gün*. İşlerin yığılmaya başladığı, Pazartesi’nin gazının bittiği, Cuma’nın hayaliyle ofiste şarkılar mırıldandığımız gün. Yani takvimsel değil, ruhsal olarak ölçmek gerekirse “haftanın en tartışmalı günü.”
Erkeklerin stratejik çözüm odaklı yaklaşımı
Bir erkek forumda şöyle yazar mesela:
“Arkadaşlar, basit. Hafta Pazartesi’den başlar, Wednesday üçüncü gündür. Hesap kitap ortada. O yüzden tartışmayı kapatalım.”
Erkek mantığı stratejik çalışır. Çözüme odaklıdır. Çarşamba’yı “checkpoint” gibi görür. Yani bilgisayar oyununda yarıya geldin, kaydet butonuna basarsın ya; işte Wednesday budur. Erkek bakışı, Çarşamba’yı haftalık görev listesinin yarısını temizlediğin gün olarak görür. Çok da duygusal bakmaz. Net, sert, matematiksel: “Haftanın üçüncü günü, nokta.”
Kadınların empatik ve ilişki odaklı yaklaşımı
Kadın forumdaşlarımız ise olaya daha incelikli bakar:
“Wednesday benim için üçüncü gün değil, insanların ruh hâlini en çok hissettiğim gündür. Pazartesi travması atlatılmıştır, Salı işlere adapte olunur, Çarşamba’da herkes yorgunlukla umut arasında gider gelir.”
Onlar için Wednesday, bir sayıdan çok bir his. Arkadaşına “Hadi dayan, iki gün sonra Cuma” demenin günü. Empatiyi devreye sokar, forumda “Herkese kahve ısmarlıyorum, bu Çarşamba’yı birlikte atlatacağız” gibi mesajlar yazarlar. O yüzden Wednesday, kadın bakışında haftanın sosyal terapisti gibidir.
Çarşamba sendromu diye bir şey var mı?
“Pazartesi sendromu” herkesin dilinde. Ama bence asıl gizli düşman “Çarşamba sendromu.” Çünkü Pazartesi zaten berbat, ona hazırlıklısın. Ama Çarşamba hain: Ne tam başı, ne tam sonu. Enerji düşmüş, işler yığılmış, tatil hâlâ uzak. En kötüsü de hafta ortası toplantılarının genelde Çarşamba’ya denk gelmesi. Yani Wednesday, iş yerlerinde “gizli patron”dur.
Peki, forumdaşlar: Sizce en zor gün Pazartesi mi, yoksa Çarşamba mı?
Çarşamba’nın sosyal anlamı: Pazarla gizli akrabalığı
Çarşamba aslında Pazar gününe çok benzer. Nasıl mı?
• Pazar: “Yarın iş var, içim sıkılıyor.”
• Çarşamba: “Daha iki gün var, içim sıkılıyor.”
İkisi de “yarım kalmışlık” duygusu verir. Pazar’da gelecek haftayı düşünürsün, Çarşamba’da bitmeyen haftayı. Yani Wednesday, küçük bir Pazar depresyonu taşır.
Forumluk provokatif sorular
• Sizce Wednesday gerçekten haftanın ortası mı, yoksa modern dünyanın bize oynadığı bir algı oyunu mu?
• Wednesday’i “üçüncü gün” diyen erkek forumdaşlara mı, “hissettirilen gün” diyen kadın forumdaşlara mı bırakmalıyız?
• Çarşamba sendromu diye bir şey var mı, yoksa ben uydurup markalaştırsam köşeyi döner miyim?
• Wednesday’i güzel kılan tek şey Cuma’ya yaklaşması mı?
• Hadi itiraf edin: Çarşamba günü öğleden sonra, gizlice tatil planı araştıranınız var mı?
Mizahi çıkarımlar
1. Wednesday aslında “hafta içi Survivor parkuru”nun ara noktasıdır. Yarışı bitiren değil ama bayrağı gören gündür.
2. Wednesday’i atlatan insanın “mental dayanıklılığı” artar. Çünkü haftanın ikinci yarısına geçince özgüven gelir.
3. Çarşamba aslında iş hayatının “arkadaşlık testi”dir. Kahve makinesi önünde kimlerle dertleştiğine bakarsın, gerçek dostun o çıkar.
4. Wednesday’i güzel yapan tek şey, sosyal medyada “Haftanın yarısı bitti” diye umutlu story atan arkadaşların varlığıdır.
Strateji + empati birleşince
Aslında en iyisi şu: Erkeklerin stratejik bakışıyla “Wednesday = 3. gün, haftanın yarısı bitti” deyip motivasyon almak; kadınların empatik yaklaşımıyla da “Dayan, birlikte aşacağız” desteğini hissetmek. İkisini birleştirdiğinde Wednesday bir kabus değil, küçük bir zafer haline geliyor. Yani sayı + duygu birleşince, Çarşamba tatlı bir dengenin günü oluyor.
Son söz: Wednesday bir gün mü, ruh hâli mi?
Cevap: İkisi de. Wednesday takvimde üçüncü gün olabilir, ama kalbimizde “hafta ortası psikolojisi”nin adı. Bazen stratejiyle hesap yaparız, bazen empatiyle kahve ikram ederiz. Ama sonuçta hepimiz aynı gemideyiz: Wednesday’i geçince moral yükseliyor, Cuma hayali başlıyor.
Şimdi soruyorum forumdaşlar: Sizin Wednesday hikâyeniz ne? Çarşamba’yı kahveyle mi, tatlıyla mı, yoksa “patron bugünü görmesin” dualarıyla mı atlatıyorsunuz? Hadi bakalım, bu başlık altına en eğlenceli Wednesday anılarınızı dökün, forumu birlikte şenlendirelim!
 
				