Ege Üniversitesi, geliştirdiği araştırma kültürü ve girişimcilik ekosistemi ile hem akademisyenlerine birebir vakitte öğrencilerine nitelikli bilimsel çalışma alanları sunuyor. Son devirde Rektör Prof. Dr. Necdet Budak’ın öncülüğünde oluşturulan bilim üretme ekosistemi projelere de yansıyarak daha görünür olmaya başladı. Egeli araştırmacılar tarafınca hazırlanan nitelikli çalışmalar ulusal ve milletlerarası kuruluşlardan kabul alarak desteklenmeye devam ediyor.
Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Öğrencisi Fatma Öztürk Kırbay, projesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilim İnsanı Dayanak Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafınca yürütülen “2218 Yurt İçi Doktora daha sonrası Araştırma Burs Programı” kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Öztürk Kırbay, projesinde oluşturulacak sensör sistemi ile hastalıkların teşhisinde değerli katkı sağlayacak.
YÖK 100/2000 Sensör Teknolojileri Alanında ve TÜBİTAK 2211-A Genel Doktora Yurt İçi Burs Programı ile doktora eğitimine devam eden Fatma Öztürk Kırbay, “Doktora eğitimim boyunca dayanakları için Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a ve tez danışmanım Prof. Dr. Dilek Odacı Demirkol’a teşekkürlerimi sunuyorum. bir daha projemi gerçekleştirmem de biyokimya alanında bilgi ve tecrübesiyle bana yol gösterecek olan Kastamonu Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. İdris Yazgan hocama da epeyce teşekkür ederim. TÜBİTAK 2218 projesi kapsamında, hastada derin ven trombozu, pulmoner embolinin ekarte edilmesi yanında sepsis, miyokard enfarktüsü ve preeklamsi için hayati değere sahip biyobelirteçlerin tahlilinde kullanılabilecek biyolojik molekül temelli tahlil platformlarının geliştirilmesini amaçladık. Bu proje klinik tahliller için yapılacak araştırmaları destekleyecek ve zenginleştirecek” dedi.
“Sonuçlar yeni oluşturulacak projeler için bir araç olacak”
Projesi hakkında bilgi veren genç araştırmacı Öztürk Kırbay, “Nanoyapılar biyotıptan materyal bilimine kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Burada, Gümüş nanoyapılarının sentezinde indirgeyici, stabilize edici ve kaplama casusları olarak çalışan şeker türevlerine dayanan yeni gümüş nanoyapıların elde edilmesini hedefliyoruz. Üstün özelliklere sahip bu gümüş nano yapılar kullanılarak, hastalıkların tayinine yönelik elektrokimyasal ve kağıt temelli sensör platformları oluşturulması planladık. Bu kapsamda süratli, emniyetli, kullanıcı dostu ve hastalıkların teşhisinde kullanım potansiyeli olan sensör platformlarını oluşturmayı hedefledik. Elde edilen sonuçlar yeni oluşturulacak projeler için bir araç olacaktır. Bu proje klinik tahliller için yapılacak araştırmaları destekleyecek ve zenginleştirecektir. Hastalık biyobelirteçlerin tayinine yönelik tasarlanan süratli, muteber, hassaslığı yüksek elektrokimyasal ve optik sensörlerin klinik alanda hastalık teşhislerinde kullanım potansiyeli mevcuttur” diye konuştu.
“Projenin kıymetli çıktıları olacak”
Öztürk Kırbay, “Önerilen proje kapsamında; Hastalık biyobelirteçlerin tayinine yönelik 2 farklı yol olan elektrokimyasal ve kâğıt temelli sensör platformları hazırlanması planlanıyoruz. Bu projenin bu alanda ülkemizde öncü çalışmalar içinde yer alacağı ve dünyadaki gelişime yeni malzemelerin kullanması bazında katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Son senelerda yapılan çalışmalarda bilhassa biyosensörler yüksek verimli protein sistemlerinin geliştirilmesi için en umut verici adaylardır. Zira hastalıkların belirlenmesinde, hayati değer taşıyan biyobelirteçlerin eş vakitli teşhisi için düşük yoğunluklu çiplerin geliştirilmesini mümkün kılmaktadır. bununla birlikte hasta başı teşhis kiti olarak da kullanılması planlanan çalışmada, aygıta gerek duymaksızın klâsik bir dijital kamerayla yahut hatta akıllı telefonlarla kolaylıkla tespit edilebilecek olması projenin özgünlüğü açısından ön plana çıkmaktadır. Projenin muvaffakiyetle tamamlanmasıyla, elde edilen yeni tip nano yapıların hastalıkların tayinine yönelik süratli, sağlam ve hassaslığı yüksek sensör platformlarının oluşturulması planlanmaktadır. Oluşturulacak sensör sisteminin, klinik çalışmalarda ve hastalıklardaki teşhisinde faydalı olabilecek ön çalışma modeli niteliğindedir” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Öğrencisi Fatma Öztürk Kırbay, projesi ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Bilim İnsanı Dayanak Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafınca yürütülen “2218 Yurt İçi Doktora daha sonrası Araştırma Burs Programı” kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Öztürk Kırbay, projesinde oluşturulacak sensör sistemi ile hastalıkların teşhisinde değerli katkı sağlayacak.
YÖK 100/2000 Sensör Teknolojileri Alanında ve TÜBİTAK 2211-A Genel Doktora Yurt İçi Burs Programı ile doktora eğitimine devam eden Fatma Öztürk Kırbay, “Doktora eğitimim boyunca dayanakları için Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’a ve tez danışmanım Prof. Dr. Dilek Odacı Demirkol’a teşekkürlerimi sunuyorum. bir daha projemi gerçekleştirmem de biyokimya alanında bilgi ve tecrübesiyle bana yol gösterecek olan Kastamonu Üniversitesi
Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. İdris Yazgan hocama da epeyce teşekkür ederim. TÜBİTAK 2218 projesi kapsamında, hastada derin ven trombozu, pulmoner embolinin ekarte edilmesi yanında sepsis, miyokard enfarktüsü ve preeklamsi için hayati değere sahip biyobelirteçlerin tahlilinde kullanılabilecek biyolojik molekül temelli tahlil platformlarının geliştirilmesini amaçladık. Bu proje klinik tahliller için yapılacak araştırmaları destekleyecek ve zenginleştirecek” dedi.
“Sonuçlar yeni oluşturulacak projeler için bir araç olacak”
Projesi hakkında bilgi veren genç araştırmacı Öztürk Kırbay, “Nanoyapılar biyotıptan materyal bilimine kadar geniş bir kullanım alanına sahip. Burada, Gümüş nanoyapılarının sentezinde indirgeyici, stabilize edici ve kaplama casusları olarak çalışan şeker türevlerine dayanan yeni gümüş nanoyapıların elde edilmesini hedefliyoruz. Üstün özelliklere sahip bu gümüş nano yapılar kullanılarak, hastalıkların tayinine yönelik elektrokimyasal ve kağıt temelli sensör platformları oluşturulması planladık. Bu kapsamda süratli, emniyetli, kullanıcı dostu ve hastalıkların teşhisinde kullanım potansiyeli olan sensör platformlarını oluşturmayı hedefledik. Elde edilen sonuçlar yeni oluşturulacak projeler için bir araç olacaktır. Bu proje klinik tahliller için yapılacak araştırmaları destekleyecek ve zenginleştirecektir. Hastalık biyobelirteçlerin tayinine yönelik tasarlanan süratli, muteber, hassaslığı yüksek elektrokimyasal ve optik sensörlerin klinik alanda hastalık teşhislerinde kullanım potansiyeli mevcuttur” diye konuştu.
“Projenin kıymetli çıktıları olacak”
Öztürk Kırbay, “Önerilen proje kapsamında; Hastalık biyobelirteçlerin tayinine yönelik 2 farklı yol olan elektrokimyasal ve kâğıt temelli sensör platformları hazırlanması planlanıyoruz. Bu projenin bu alanda ülkemizde öncü çalışmalar içinde yer alacağı ve dünyadaki gelişime yeni malzemelerin kullanması bazında katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Son senelerda yapılan çalışmalarda bilhassa biyosensörler yüksek verimli protein sistemlerinin geliştirilmesi için en umut verici adaylardır. Zira hastalıkların belirlenmesinde, hayati değer taşıyan biyobelirteçlerin eş vakitli teşhisi için düşük yoğunluklu çiplerin geliştirilmesini mümkün kılmaktadır. bununla birlikte hasta başı teşhis kiti olarak da kullanılması planlanan çalışmada, aygıta gerek duymaksızın klâsik bir dijital kamerayla yahut hatta akıllı telefonlarla kolaylıkla tespit edilebilecek olması projenin özgünlüğü açısından ön plana çıkmaktadır. Projenin muvaffakiyetle tamamlanmasıyla, elde edilen yeni tip nano yapıların hastalıkların tayinine yönelik süratli, sağlam ve hassaslığı yüksek sensör platformlarının oluşturulması planlanmaktadır. Oluşturulacak sensör sisteminin, klinik çalışmalarda ve hastalıklardaki teşhisinde faydalı olabilecek ön çalışma modeli niteliğindedir” diye konuştu.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
