Toplumsal yatırımlarında ”Sürdürülebilir Gıda” konusuna odaklanan Banvit BRF’in hayata geçirdiği “Akıllı Çocuk Sofrası” projesi danışmanlarından Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat
projenin web sitesinde yayınlanan makalesinde, “Hem yemekle tıpkı vakitte yemekte
sağlıklı ilgi kurmanın önemi”ni vurguladı.
Banvit BRF’in, Ulusal Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hayata geçirdiği, sağlıklı jenerasyonların yetişmesine ve besin israfının önlenmesine katkıda bulunmayı amaçlayan “Akıllı Çocuk Sofrası” projesi danışmanlarından Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat, son makalesinde biroldukca ebeveynin çocuğunun yemek yememesinden şikâyet ettiğine dikkat çekti. Bolat, aslında birden fazla vakit çocuğun yemeğe değil, anne ve babasının baskısına direnç gösterdiğini belirterek, “Peki niye öteki yerde değil de burada direnç gösteriyor?” sorusuna karşılık aradı.
Dr. Özgür Bolat makalesinde, çocukların kendi kimliklerini kabul ettirmek için direnci genelde anne ve babanın hassas olduğu alanlarda gösterdiğine değinerek şunları yazdı; “Bazı çocuk bunu yemekte yapar, ailesinin “Elalem ne der?” korkusunu keşfeden çocuk ise konuk geldiğinde yahut AVM’de yapar. Tabii aslında bir alanda direnç gösteren çocuk, öteki durumlarda da gösteriyordur lakin aileler çoklukla hassas olduğu durumlardaki direnci hatırlar. Yani özetlemek gerekirsesı, çocuk yemeğe değil, baskı, zorlama ve müdahaleye direnç gösteriyor olabilir. Bu da meskende bağlantının zayıf olduğunun göstergesidir. Bu durumlarda çocuk hem aile ile birebir vakitte yemekle olumsuz münasebet kurabilir. Zira yemek vaktini, baskı ile bağdaştırır ve yemek yemeye direnir.”
Bu mevzuda neler yapılabileceğini de belirten Bolat, hem yemekte tıpkı vakitte yemekle yanlışsız bağ kurmak gerektiğini kaydederek şunları yazdı; “Yemekte ilişkiyi” bozan kimi ebeveyn davranışları vardır. Zorla yemek yedirmek, yemekte sohbet etmemek (eskiden sohbet ayıp karşılanırdı ancak şu anda bağlanma için bir fırsat olarak görülmeli), tablet yahut telefon vermek, çocuğun yaşı uygun olması karşın ebeveynlerden farklı yemekler vermek (bebekse olağan başka olmak zorunda), ne kadar ve nasıl yiyeceğine müdahale etmek, daima ihtarda bulunmak, çocuğun doyup doymadığına onun ismine karar vermek, okulla ilgili denetim soruları sormak, uçak yapmak üzere kandırarak yemek yedirmek yahut dikkatini öteki tarafa çekmek üzere davranışlar, yemekte alakayı olumsuz tesirler. Bu niçinle hem yemekle tıpkı vakitte yemekte sağlıklı alaka kurmak için çocuk yemek alanını keyifli ve ailesiyle bağ kurduğu bir yer olarak görmelidir. Ayrıyeten mümkünse tertipli olarak yemekler ailece bir arada yenilmelidir. Kanada’da yapılan bir araştırmada aile ile haftada en az 3 kere yemek yiyen çocukların ‘fast food’ şekli yemekleri daha az tükettiği saptandı. özetlemek gerekirsesı, çocuk yemekte âlâ bağlantı kurunca, yemekle de uygun münasebet kurar.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı
projenin web sitesinde yayınlanan makalesinde, “Hem yemekle tıpkı vakitte yemekte
sağlıklı ilgi kurmanın önemi”ni vurguladı.
Banvit BRF’in, Ulusal Eğitim Bakanlığı iş birliği ile hayata geçirdiği, sağlıklı jenerasyonların yetişmesine ve besin israfının önlenmesine katkıda bulunmayı amaçlayan “Akıllı Çocuk Sofrası” projesi danışmanlarından Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat, son makalesinde biroldukca ebeveynin çocuğunun yemek yememesinden şikâyet ettiğine dikkat çekti. Bolat, aslında birden fazla vakit çocuğun yemeğe değil, anne ve babasının baskısına direnç gösterdiğini belirterek, “Peki niye öteki yerde değil de burada direnç gösteriyor?” sorusuna karşılık aradı.
Dr. Özgür Bolat makalesinde, çocukların kendi kimliklerini kabul ettirmek için direnci genelde anne ve babanın hassas olduğu alanlarda gösterdiğine değinerek şunları yazdı; “Bazı çocuk bunu yemekte yapar, ailesinin “Elalem ne der?” korkusunu keşfeden çocuk ise konuk geldiğinde yahut AVM’de yapar. Tabii aslında bir alanda direnç gösteren çocuk, öteki durumlarda da gösteriyordur lakin aileler çoklukla hassas olduğu durumlardaki direnci hatırlar. Yani özetlemek gerekirsesı, çocuk yemeğe değil, baskı, zorlama ve müdahaleye direnç gösteriyor olabilir. Bu da meskende bağlantının zayıf olduğunun göstergesidir. Bu durumlarda çocuk hem aile ile birebir vakitte yemekle olumsuz münasebet kurabilir. Zira yemek vaktini, baskı ile bağdaştırır ve yemek yemeye direnir.”
Bu mevzuda neler yapılabileceğini de belirten Bolat, hem yemekte tıpkı vakitte yemekle yanlışsız bağ kurmak gerektiğini kaydederek şunları yazdı; “Yemekte ilişkiyi” bozan kimi ebeveyn davranışları vardır. Zorla yemek yedirmek, yemekte sohbet etmemek (eskiden sohbet ayıp karşılanırdı ancak şu anda bağlanma için bir fırsat olarak görülmeli), tablet yahut telefon vermek, çocuğun yaşı uygun olması karşın ebeveynlerden farklı yemekler vermek (bebekse olağan başka olmak zorunda), ne kadar ve nasıl yiyeceğine müdahale etmek, daima ihtarda bulunmak, çocuğun doyup doymadığına onun ismine karar vermek, okulla ilgili denetim soruları sormak, uçak yapmak üzere kandırarak yemek yedirmek yahut dikkatini öteki tarafa çekmek üzere davranışlar, yemekte alakayı olumsuz tesirler. Bu niçinle hem yemekle tıpkı vakitte yemekte sağlıklı alaka kurmak için çocuk yemek alanını keyifli ve ailesiyle bağ kurduğu bir yer olarak görmelidir. Ayrıyeten mümkünse tertipli olarak yemekler ailece bir arada yenilmelidir. Kanada’da yapılan bir araştırmada aile ile haftada en az 3 kere yemek yiyen çocukların ‘fast food’ şekli yemekleri daha az tükettiği saptandı. özetlemek gerekirsesı, çocuk yemekte âlâ bağlantı kurunca, yemekle de uygun münasebet kurar.”
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı