Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi üzerine konuşan Etraf Komitesi CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Güvenli nükleer yok. Tabiatın size merhametli davranacağını düşünerek nükleer santral yapamazsınız. Nükleer güç tabiata düşman, nükleer güç canlıya düşman, nükleer güç beşere düşman. Nükleere hayır, savaşa hayır!” dedi.
Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi’nin görüşmeleri Meclis’te devam ediyor. Etraf Komitesi CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, geçmişte güç siyasetlerinin tüm siyasetleri belirlediğini, güç siyasetlerinin politika ajandasının en üstünde olduğunu, gücün savaşlar çıkarttığını, hükûmetler devirdiğini fakat iklim krizinden daha sonra durumun bilakis döndüğünü ve iklim siyasetlerinin güç siyasetlerini, sıhhat, eğitim ve ulaşım siyasetlerini belirler noktaya geldiğini tabir etti.
Kömürlü termik santrallerin emisyon yaratmaya devam ederken nükleer tesisle emisyonun azaltılamayacağını söyleyen CHP’li Bakan, “Sen altmış sene elektrik elde edeceksin 1 milyon yıl o atıklar saklanacak. Atıkları bertaraftan bahsediyorsunuz. Ancak size güvenmiyoruz. Siz daha Türkiye’de termik santrallerin bacasına filtreyi takamamış bir iktidarsınız. Kömürlü termik santrallerin olduğu kentlerde kar siyah yağıyor. 100 binlerce insanı kanser riskiyle karşı karşıya bırakmış bir iktidarsınız” dedi.
“Güvenli nükleer yok. Tabiatın size merhametli davranacağını düşünerek nükleer santral yapamazsınız. Nükleer güç tabiata düşman, nükleer güç canlıya düşman, nükleer güç beşere düşman. Nükleere hayır, savaşa hayır!” diyen CHP’li Bakan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Nükleer karbon emisyonunu azaltmaz: Hiçkimse -Emin Akbaşoğlu haricinde- bunu açıklayamaz!
“Kanun teklifini getiren arkadaşımızdan nükleer ve Akkuyu güzellemesi dinledik. Özetle, ‘Türkiye’nin karbon nötr ülke olması, emisyonları düşürmesi için nükleer güce gereksinimi var. Nükleer gücün yakıtı kolay depolanabilir, ucuza bulunabilir. Nükleer santral, güç arz güvenliğimizi sağlar. Nükleer güç, pak ve yeşil enerjidir’ diyor. Bu söylemiş oldukleri gerçek mi? Hayır! Tamamı palavra. hiç biri gerçek değil. Nükleer güç karbon emisyonunu azaltmaz. Senin kömürlü termik santrallerin emisyon yaratmaya devam ederken sen nükleer tesis yaparak o emisyonu azaltamazsın. Matematiksel olarak imkânsız. Hiçkimse -Muhammet Emin Akbaşoğlu haricinde- bunu açıklayamaz.
Altmış sene elektrik elde edeceksin o atıklar 1 milyon yıl saklanacak!
Nükleer santrallerin ürettiği nükleer atığın ne olması gerektiği farklı bir sorun. Bu atıkların saklanması gereken müddet 1 milyon yıl. Bununla ilgili Almanya’da yasa var, 1 milyon yıl! Komite Lideri dedi ki, ‘Altmış yıl işleteceğiz.’ Sen altmış sene elektrik elde edeceksin 1 milyon yıl o atıklar saklanacak. O atıkları bertaraftan bahsediyorsunuz. Lakin size güvenmiyoruz. Siz daha Türkiye’de termik santrallerin bacasına filtreyi takamamış bir iktidarsınız. Kömürlü termik santrallerin olduğu kentlerde kar siyah yağıyor, siyah. 100 binlerce insanı kanser riskiyle karşı karşıya bırakmış bir iktidarsınız.
Zelzele vurgusu: İnançlı nükleer yok!
İnançlı nükleer yok. En inançlısı Fukuşima’ydı. Japon teknolojisiydi, Japon hassasiyetiyle yapılmıştı. Her şeyi düşünmüşlerdi, sarsıntıya sağlamdı, tsunamiye sağlamdı. Sarsıntı oldu, tsunami oldu, ek yedek güç santralleri de vardı ancak yedek güç santrallerinin de tsunamiden etkileneceğini hesap edemediler. Fukuşima’da yaşananlar, zelzele neslinde olan Türkiye’de nükleer santralin nasıl bir risk oluşturacağını göstermiştir. Tabiatın size merhametli davranacağını düşünerek nükleer santral yapamazsınız.
Nükleerde de Türkiye’yi göbekten Rusya’ya bağımlı hâle getireceksiniz!
Her türlü önlemi alırsınız; sarsıntıyla, doğal afetle ilgili önlemi alamazsınız. İklim krizinin derinleşen tesiriyle doğacak sonuçları da hiç hesap etmiyorsunuz. Fransa’da nükleer santral soğutmasında kullanılan ırmağın ısısı yazın epey arttığı için 2 tane nükleer güç santralini kapatmak zorunda kalındı. Bunu bilmiyorsunuz. Haydi bunu bilmiyorsunuz, yakıtı yurt haricinden, işçisi yurt haricinden, teknolojisi yurt haricinden yabancı firmalara inşa ettireceğiniz nükleer gücün dışa bağımlılığı azaltacağını zannediyorsunuz. Güç güvenliği, arz güvenliği derken doğalgazda Rusya’ya bağımlıyız. Artık nükleerde de Türkiye’yi göbekten Rusya’ya bağımlı hâle getireceksiniz.
Yenilenebilir gücün 3-4 katına Rusya’dan elektrik alacaksınız!
Nükleer yatırımda şunu da hesaba katmıyorsunuz; maliyet 20 milyar dolar fakat bunun sökme maliyeti ve o atıkları gömme maliyeti, -son hesaplamalara nazaran- imal maliyetinin 1 ila 2 katını yani 20 ila 40 milyar dolar. Elektrik fiyatı ne? 12,35 dolar-sent kilovatsaat başına. Şu an GES’le ilgili yarış açtı Bakanlık. O müsabakada güneş gücüyle ilgili verdiği garanti, 2,5 ila 3,5 dolar-sent kilovatsaat başına. Yani yenilenebilir gücün 3-4 katına Rusya’dan elektrik alacaksınız. Yenilenebilir güç kaynakları ucuz, bol. Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle çevrili, Offshore RES’leri yapabilirsiniz; güneşimiz bol, GES’leri yapabilirsiniz. Türkiye’nin yalnızca güneş gücü potansiyeli, 380 milyar kilovatsaat. Türkiye’nin tüketimi ne? 330 milyar kilovatsaat. Nükleer güç tabiata düşman, nükleer güç canlıya düşman, nükleer güç beşere düşman. Nükleere hayır, savaşa hayır!”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Nükleer Düzenleme Kanun Teklifi’nin görüşmeleri Meclis’te devam ediyor. Etraf Komitesi CHP Sözcüsü İzmir Milletvekili Murat Bakan, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, geçmişte güç siyasetlerinin tüm siyasetleri belirlediğini, güç siyasetlerinin politika ajandasının en üstünde olduğunu, gücün savaşlar çıkarttığını, hükûmetler devirdiğini fakat iklim krizinden daha sonra durumun bilakis döndüğünü ve iklim siyasetlerinin güç siyasetlerini, sıhhat, eğitim ve ulaşım siyasetlerini belirler noktaya geldiğini tabir etti.
Kömürlü termik santrallerin emisyon yaratmaya devam ederken nükleer tesisle emisyonun azaltılamayacağını söyleyen CHP’li Bakan, “Sen altmış sene elektrik elde edeceksin 1 milyon yıl o atıklar saklanacak. Atıkları bertaraftan bahsediyorsunuz. Ancak size güvenmiyoruz. Siz daha Türkiye’de termik santrallerin bacasına filtreyi takamamış bir iktidarsınız. Kömürlü termik santrallerin olduğu kentlerde kar siyah yağıyor. 100 binlerce insanı kanser riskiyle karşı karşıya bırakmış bir iktidarsınız” dedi.
“Güvenli nükleer yok. Tabiatın size merhametli davranacağını düşünerek nükleer santral yapamazsınız. Nükleer güç tabiata düşman, nükleer güç canlıya düşman, nükleer güç beşere düşman. Nükleere hayır, savaşa hayır!” diyen CHP’li Bakan’ın konuşmasının satır başları şöyle:
Nükleer karbon emisyonunu azaltmaz: Hiçkimse -Emin Akbaşoğlu haricinde- bunu açıklayamaz!
“Kanun teklifini getiren arkadaşımızdan nükleer ve Akkuyu güzellemesi dinledik. Özetle, ‘Türkiye’nin karbon nötr ülke olması, emisyonları düşürmesi için nükleer güce gereksinimi var. Nükleer gücün yakıtı kolay depolanabilir, ucuza bulunabilir. Nükleer santral, güç arz güvenliğimizi sağlar. Nükleer güç, pak ve yeşil enerjidir’ diyor. Bu söylemiş oldukleri gerçek mi? Hayır! Tamamı palavra. hiç biri gerçek değil. Nükleer güç karbon emisyonunu azaltmaz. Senin kömürlü termik santrallerin emisyon yaratmaya devam ederken sen nükleer tesis yaparak o emisyonu azaltamazsın. Matematiksel olarak imkânsız. Hiçkimse -Muhammet Emin Akbaşoğlu haricinde- bunu açıklayamaz.
Altmış sene elektrik elde edeceksin o atıklar 1 milyon yıl saklanacak!
Nükleer santrallerin ürettiği nükleer atığın ne olması gerektiği farklı bir sorun. Bu atıkların saklanması gereken müddet 1 milyon yıl. Bununla ilgili Almanya’da yasa var, 1 milyon yıl! Komite Lideri dedi ki, ‘Altmış yıl işleteceğiz.’ Sen altmış sene elektrik elde edeceksin 1 milyon yıl o atıklar saklanacak. O atıkları bertaraftan bahsediyorsunuz. Lakin size güvenmiyoruz. Siz daha Türkiye’de termik santrallerin bacasına filtreyi takamamış bir iktidarsınız. Kömürlü termik santrallerin olduğu kentlerde kar siyah yağıyor, siyah. 100 binlerce insanı kanser riskiyle karşı karşıya bırakmış bir iktidarsınız.
Zelzele vurgusu: İnançlı nükleer yok!
İnançlı nükleer yok. En inançlısı Fukuşima’ydı. Japon teknolojisiydi, Japon hassasiyetiyle yapılmıştı. Her şeyi düşünmüşlerdi, sarsıntıya sağlamdı, tsunamiye sağlamdı. Sarsıntı oldu, tsunami oldu, ek yedek güç santralleri de vardı ancak yedek güç santrallerinin de tsunamiden etkileneceğini hesap edemediler. Fukuşima’da yaşananlar, zelzele neslinde olan Türkiye’de nükleer santralin nasıl bir risk oluşturacağını göstermiştir. Tabiatın size merhametli davranacağını düşünerek nükleer santral yapamazsınız.
Nükleerde de Türkiye’yi göbekten Rusya’ya bağımlı hâle getireceksiniz!
Her türlü önlemi alırsınız; sarsıntıyla, doğal afetle ilgili önlemi alamazsınız. İklim krizinin derinleşen tesiriyle doğacak sonuçları da hiç hesap etmiyorsunuz. Fransa’da nükleer santral soğutmasında kullanılan ırmağın ısısı yazın epey arttığı için 2 tane nükleer güç santralini kapatmak zorunda kalındı. Bunu bilmiyorsunuz. Haydi bunu bilmiyorsunuz, yakıtı yurt haricinden, işçisi yurt haricinden, teknolojisi yurt haricinden yabancı firmalara inşa ettireceğiniz nükleer gücün dışa bağımlılığı azaltacağını zannediyorsunuz. Güç güvenliği, arz güvenliği derken doğalgazda Rusya’ya bağımlıyız. Artık nükleerde de Türkiye’yi göbekten Rusya’ya bağımlı hâle getireceksiniz.
Yenilenebilir gücün 3-4 katına Rusya’dan elektrik alacaksınız!
Nükleer yatırımda şunu da hesaba katmıyorsunuz; maliyet 20 milyar dolar fakat bunun sökme maliyeti ve o atıkları gömme maliyeti, -son hesaplamalara nazaran- imal maliyetinin 1 ila 2 katını yani 20 ila 40 milyar dolar. Elektrik fiyatı ne? 12,35 dolar-sent kilovatsaat başına. Şu an GES’le ilgili yarış açtı Bakanlık. O müsabakada güneş gücüyle ilgili verdiği garanti, 2,5 ila 3,5 dolar-sent kilovatsaat başına. Yani yenilenebilir gücün 3-4 katına Rusya’dan elektrik alacaksınız. Yenilenebilir güç kaynakları ucuz, bol. Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle çevrili, Offshore RES’leri yapabilirsiniz; güneşimiz bol, GES’leri yapabilirsiniz. Türkiye’nin yalnızca güneş gücü potansiyeli, 380 milyar kilovatsaat. Türkiye’nin tüketimi ne? 330 milyar kilovatsaat. Nükleer güç tabiata düşman, nükleer güç canlıya düşman, nükleer güç beşere düşman. Nükleere hayır, savaşa hayır!”
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı