Lenfödem hastalığı hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay; “Lenfödem, doğuştan ya da daha sonradan gelişen niçinlerle lenfatik deveranın bozulması kararı, proteinden güçlü sıvının dokularda, cilt altında birikmesiyle karakterizedir. Kollarda yahut bacaklarda, daha az çoğunlukla yüz, boyun, karın ve genital organlarda şişlik ile hastalar başvururlar.
Ülkemizde en sık göğüs kanseri tedavi daha sonrası lenfödem görülmektedir. Koltuk altı lenf bezlerinin alınması, radyoterapi uygulanması kolda lenfödem gelişimi için risk faktörlerindendir. Göğüs kanseri haricinde yumurtalık, rahim, prostat, kolon ve malign melanom üzere cilt kanserleri cerrahisi daha sonrasında da lenfödem ile karşılaşmaktayız. Yapılan cerrahinin tipi, koltuk altından ya da kasıktan çıkarılan lenf nodu sayısı, uygulanan kemoterapi, radyoterapi üzere başka tedaviler de lenfödem gelişmenini tetikleyebilir.
Kanser tedavisi haricinde doğumsal, travmalar yahut enfeksiyonlar da lenfödem gelişmenine niye olabilir. Çocuklarda yenidoğan periyodunda görülebildiği üzere ergenlikte ya da 30’lu yaşlarda da doğuştan olan lenfödem görülebiliyor.” dedi.
“ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ”
Lenfödemin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Atalay, “Lenfödem kollarda ağrı, yük hissi, sıkışma hissi, şişlik üzere bulgularla belirti verir. Lenfödem tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ne kadar erken teşhis temalırsa ve ne kadar tedaviye erken başlanılır ise tedavinin olumlu bir biçimde ilerleme talihi da yüksektir.
Lenfödem tedavisindeki hedefimiz şişliği azaltmak, indirmek ve yine oluşmasını engellemeye çalışmaktır. Bilhassa lenfödem olma riski olan hastalarımızın ya da lenfödem gelişen hastalarımızın kesinlikle bu hususta uzman fizik tedavi ve rehabilitasyon doktorları tarafınca kıymetlendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
“TEDAVİ MUVAFFAKİYETİNDE HASTANIN AHENGİ ÇOK ÖNEMLİ”
Doç. Dr. Atalay, tedavi sürecini şöyle özetledi: “Lenfödem tedavisi bu hususta eğitimli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanları ve fizyoterapistler tarafınca yapılmalıdır. Lenfödem tedavisinde iki evreden oluşan “Kombine Boşaltıcı Tedavi” altın standarttır.
Birinci etapta cilt bakımı, eğitim, elle yapılan özel bir drenaj masajı, özel kısa gerim bandajları ile yapılan fazlaca katmanlı bandajlama ve idman uygulanır. Bu uygulamalar haftanın 5 günü, hastanın şişliğinin durumuna bakılırsa 20 ila 30 seans ortası yapılır. İkinci etap devam vaktidir, bu süreç ömür uzunluğu sürer. bu vakitte cilt bakımı, antrenman ve hastanın şişliğine göre verilen bası giysilerinin gün boyunca kullanmasını içerir. Her iki kademede da hastanın tedaviye ahengi, hekimin tavsiyelerine ahengi, tedavi muvaffakiyetinde hayli kıymetlidir.” dedi.
Ülkemizde en sık göğüs kanseri tedavi daha sonrası lenfödem görülmektedir. Koltuk altı lenf bezlerinin alınması, radyoterapi uygulanması kolda lenfödem gelişimi için risk faktörlerindendir. Göğüs kanseri haricinde yumurtalık, rahim, prostat, kolon ve malign melanom üzere cilt kanserleri cerrahisi daha sonrasında da lenfödem ile karşılaşmaktayız. Yapılan cerrahinin tipi, koltuk altından ya da kasıktan çıkarılan lenf nodu sayısı, uygulanan kemoterapi, radyoterapi üzere başka tedaviler de lenfödem gelişmenini tetikleyebilir.
Kanser tedavisi haricinde doğumsal, travmalar yahut enfeksiyonlar da lenfödem gelişmenine niye olabilir. Çocuklarda yenidoğan periyodunda görülebildiği üzere ergenlikte ya da 30’lu yaşlarda da doğuştan olan lenfödem görülebiliyor.” dedi.
“ERKEN TEŞHİS VE TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ”
Lenfödemin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Doç. Dr. Atalay, “Lenfödem kollarda ağrı, yük hissi, sıkışma hissi, şişlik üzere bulgularla belirti verir. Lenfödem tedavi edilebilir bir hastalıktır. Ne kadar erken teşhis temalırsa ve ne kadar tedaviye erken başlanılır ise tedavinin olumlu bir biçimde ilerleme talihi da yüksektir.
Lenfödem tedavisindeki hedefimiz şişliği azaltmak, indirmek ve yine oluşmasını engellemeye çalışmaktır. Bilhassa lenfödem olma riski olan hastalarımızın ya da lenfödem gelişen hastalarımızın kesinlikle bu hususta uzman fizik tedavi ve rehabilitasyon doktorları tarafınca kıymetlendirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
“TEDAVİ MUVAFFAKİYETİNDE HASTANIN AHENGİ ÇOK ÖNEMLİ”
Doç. Dr. Atalay, tedavi sürecini şöyle özetledi: “Lenfödem tedavisi bu hususta eğitimli Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uzmanları ve fizyoterapistler tarafınca yapılmalıdır. Lenfödem tedavisinde iki evreden oluşan “Kombine Boşaltıcı Tedavi” altın standarttır.
Birinci etapta cilt bakımı, eğitim, elle yapılan özel bir drenaj masajı, özel kısa gerim bandajları ile yapılan fazlaca katmanlı bandajlama ve idman uygulanır. Bu uygulamalar haftanın 5 günü, hastanın şişliğinin durumuna bakılırsa 20 ila 30 seans ortası yapılır. İkinci etap devam vaktidir, bu süreç ömür uzunluğu sürer. bu vakitte cilt bakımı, antrenman ve hastanın şişliğine göre verilen bası giysilerinin gün boyunca kullanmasını içerir. Her iki kademede da hastanın tedaviye ahengi, hekimin tavsiyelerine ahengi, tedavi muvaffakiyetinde hayli kıymetlidir.” dedi.