Dünyanın Şeklinin Yuvarlak Olduğunu Iddia Ettiği Için Krallık Ve Kilise Din Adamları Tarafından Idama Mahkum Edilen Bilim Insanı Kimdir ?

Hasan

New member
**Dünyanın Şekli ve Galileo’nun İdam Kararı**

Dünyanın şeklinin yuvarlak olduğu fikri, eski çağlardan beri tartışılmış ve bilimsel araştırmalarla kanıtlanmaya çalışılmıştır. Bu fikir, özellikle Orta Çağ’da, egemen Krallıklar ve dini otoriteler tarafından pek kabul edilmemiş ve pek çok bilim insanı, gerçeği savundukları için çeşitli cezalarla karşı karşıya kalmıştır. Bu makalede, dünyanın yuvarlak olduğunu savunan bilim insanlarından biri olan Galileo Galilei'nin yaşadığı dram ve bilim dünyasında oynadığı önemli rol incelenecektir.

**Galileo Galilei Kimdir?**

Galileo Galilei, 1564 yılında İtalya'nın Pisa şehrinde doğmuş, Rönesans dönemi boyunca bilim dünyasına önemli katkılarda bulunmuş bir İtalyan fizikçi, astronom ve mühendisidir. Bilimsel devrimdeki katkıları, özellikle teleskopun geliştirilmesi ve gezegenlerin hareketlerinin gözlemlenmesiyle ilgilidir. Ancak, Galileo'nun tarihe geçmesinin asıl nedeni, dünyanın şekli ve evrenin düzeni hakkındaki devrimci fikirleriyle ilgilidir.

Galileo, 1609’da teleskopu kullanarak gökyüzünü gözlemlemeye başlamış ve bu gözlemler sonucu, gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü keşfetmiştir. Bununla birlikte, dünyanın şeklinin yuvarlak olduğuna dair teoriler, Orta Çağ'da hâlâ yaygın olan dini dogmalarla çelişmekteydi.

**Dünyanın Şekli Üzerine Tartışmalar ve Kilisenin İtirazları**

Antik Yunan’da, Pythagoras, Aristo ve Eratosthenes gibi bilim insanları, dünyanın yuvarlak olduğunu savunmuşlardı. Ancak Orta Çağ'da, özellikle Hristiyan Kilisesi, dünyanın düz olduğunu ve evrenin merkezinde yer aldığını öğretmeye devam etmiştir. Bu dogma, Kilise'nin öğretilerine dayanan teolojik görüşlerle birleşerek, bilimsel araştırmalara karşı bir engel oluşturmuştur.

Galileo’nun 1600’lerde yaptığı keşifler, o dönemin dini inançlarıyla doğrudan çelişiyordu. Kilise, dünyanın düz olduğunu ve güneşin dünya etrafında döndüğünü savunuyordu. Galileo ise teleskopla yaptığı gözlemlerle, güneşin merkezde olduğu heliosentrik evren modelini savunmuştu.

**Galileo'nun Yargılanması ve Mahkumiyeti**

Galileo'nun 1610'larda yaptığı gözlemler, güneşin merkezde olduğu fikrini destekliyordu. 1632'de, "İki Büyük Dünya Sistemi Üzerine Diyalog" adlı eserini yayımladı ve burada Copernicus'un heliosentrik teorisini savundu. Bu eser, dönemin Katolik Kilisesi tarafından kabul edilmedi. Çünkü Kilise, dünyanın merkezde olduğunu ve evrenin geri kalanının ona bağlı olduğunu öğretiyordu. Galileo'nun heliosentrik görüşleri, Kilise'nin öğretilerine aykırıydı ve bu, dini otoriteler için tehlikeli bir fikirdi.

Galileo, 1633 yılında Roma’daki Engizisyon Mahkemesi tarafından yargılandı. Kilise, Galileo'yu dinsizlikle suçladı ve heliosentrik teorisini reddetmesini talep etti. Galileo, işkence ve tehditler altında, heliosentrik modelin doğru olduğunu kabul etmesine rağmen, "bu görüşü öğretmemesi gerektiğini" kabul etti. Sonuç olarak, Galileo ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Cezası daha sonra ev hapsine çevrildi.

**Galileo'nun İdam Edilmesi: Gerçek mi, Efsane mi?**

Birçok kişi, Galileo’nun idama mahkûm edildiği bilgisini bilmektedir. Ancak, Galileo'nun aslında idam edilmediği gerçeği daha doğru bir değerlendirmedir. 1633'te yargılanan Galileo, sadece ev hapsine mahkûm edilmiştir. Bununla birlikte, Kilise, Galileo'nun fikirlerini yasaklayarak, onun bilimsel çalışmalarına büyük bir engel koymuş, ve kendisini bir tür entelektüel öldürme biçimine tabi tutmuştur. Bu durum, daha çok efsaneleşmiş ve Galileo'nun "idam edilmesi" gibi yanlış bir anlatıya dönüşmüştür.

**Galileo’nun Etkisi ve Sonraki Dönemler**

Galileo'nun cezalandırılması, bilim dünyasında bir dönüm noktası oldu. Dönemin engizisyon mahkemeleri ve Katolik Kilisesi'nin baskıları, yeni fikirlerin yayılmasını engellemiş olsa da, Galileo'nun çalışmaları sonradan büyük bir etki yaratmıştır. 18. yüzyılda, Aydınlanma Çağı'nda, Galileo'nun heliosentrik görüşü bilim dünyasında kabul edilmeye başlanmış, ardından Newton’un yerçekimi teorileri ve Kopernik’in evrenin yapısına dair görüşleri geniş kabul görmüştür.

Galileo’nun ölümü, bilim dünyasının üzerindeki dini baskıların yavaşça azalmaya başladığı bir döneme denk gelmiştir. 1992 yılında, Katolik Kilisesi Galileo'yu "tamamen haksız yere yargılandığı" ve "yanlış bir şekilde cezalandırıldığı" konusunda resmi olarak affetmiştir.

**Dünyanın Yuvarlak Olduğunu Savunan Diğer Bilim İnsanları ve İdam Edilenler**

Galileo, dünya şeklinin yuvarlak olduğu görüşünü savunan ilk bilim insanı değildir. Bu fikir, çok önceki dönemlerde de savunulmuş ve çeşitli bilim insanları tarafından kanıtlanmıştır. Ancak, Orta Çağ'da, heliosentrik görüşün reddedilmesi ve dünyanın düz olduğunu savunmak, dinî ve siyasi güçler tarafından büyük bir tehdit olarak görülmüştür.

Bir diğer örnek ise, Copernicus'tur. Polonyalı astronom Copernicus, 1543 yılında yayımladığı "De revolutionibus orbium coelestium" adlı eserinde, güneşin evrenin merkezinde olduğu görüşünü ortaya koymuştur. Ancak, Copernicus'un görüşleri zamanında çok fazla dikkat çekmemiş, hatta bazı kilise yetkilileri tarafından hoş karşılanmamıştır. Bu, Galileo'nun heliosentrik görüşlerini savunmasında cesaret veren bir temel teşkil etmiştir.

**Sonuç: Galileo ve Bilimsel Devrim**

Galileo Galilei'nin dünyayı değiştiren keşifleri, o dönemdeki dini dogmalarla çatışmış ve Galileo'yu büyük bir zorlukla karşı karşıya bırakmıştır. Ancak, bilim insanları için önceden kabul edilen dogmalarla savaşmak, her zaman birer dönüm noktası olmuştur. Galileo'nun ölümünden sonra ortaya çıkan bilimsel devrim, hem doğa bilimleri hem de insanlık için çok önemli bir gelişmeydi. Bilimsel düşüncenin daha serbest ve objektif bir şekilde gelişmesine olanak sağladı.

Bugün, Galileo'nun "idam edilmesi" hikâyesi, baskıcı güçlerin bilime ve akıl yürütmeye karşı gösterdikleri direnci simgeliyor. Bu olay, bilim insanlarının karşılaştığı zorlukları ve bilimsel gerçeği savunmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.