İlk divan Teşkilatını kim kurdu ?

RAM

New member
**İlk Divan Teşkilatı: Osmanlı'nın Stratejik ve Empatik Siyaseti**

Düşünsenize, tarihin derinliklerinde bir anda “Divan Teşkilatı” gibi kocaman bir terimle karşılaşıyorsunuz. Ne demek bu şimdi? Hani her gün kullanmadığınız bir kelime olsa da, içine girince karışık ama bir o kadar da ilginç bir dünya açılıyor. İşte o dünyaya dalıp gideceğiz, ama önce bir eğlenceli girişi yapalım. Hem de hem erkeklerin çözüm odaklı hem de kadınların ilişki odaklı bakış açılarıyla… Çünkü tarih, sadece sayılar ve olaylarla değil, her bakış açısıyla şekillenen bir öyküdür.

### Osmanlı’nın Divan’ı: Strateji ve İlişkilerin Ortak Noktası**

Divan Teşkilatı denince, ilk akla gelen soru “Bunu kim kurdu?” olur. Cevap çok basit: **Fatih Sultan Mehmet**. Peki ama neden Fatih? Neden başka biri değil? Hadi gelin, hep birlikte bu sorunun üzerine düşünelim.

Fatih Sultan Mehmet, sadece İstanbul’u fethedip büyük bir imparatorluk kuran bir hükümdar olarak değil, aynı zamanda devlete dair derin stratejiler geliştiren bir liderdi. Divan Teşkilatı'nı kurarak, aslında bir tür “yönetim zinciri” oluşturmaktan öte, her alanda güçlü ilişkiler kurarak devleti sağlam temeller üzerine inşa etmeyi hedefliyordu.

Ama burada işin içine **empatik** bir yaklaşım da giriyor. Çünkü Divan, sadece işin stratejik yönüne değil, aynı zamanda her bir kişiyle, her bir görevlisiyle kurduğu insan ilişkilerine dayanan bir yapıydı. Hadi gelin, stratejiyi biraz daha derinlemesine inceleyelim.

### Erkeklerin Çözüm Odaklı Bakışı: Fatih ve Strateji**

Fatih Sultan Mehmet, oldukça **pratik ve çözüm odaklı** bir liderdi. İstanbul’u fethetmeye karar vermiş ve yıllarca süren hazırlıklara girişmişti. Ama bir hükümdar olarak, sadece bir askeri başarıya odaklanmakla kalmadı. Aynı zamanda yönetim işlerini de temele oturtmaya karar verdi.

İşte bu noktada **Divan Teşkilatı** devreye girdi. Bu teşkilat, sadece sultanla birlikte çalışan vezirlerin değil, aynı zamanda devletin her türlü işini çözmeye çalışan akıllı ve stratejik bir kadrodan oluşuyordu. Başta **Sadrazam** olmak üzere, **vezirler**, **kazaskerler**, ve **nişancılar** gibi çeşitli yetkililer, birbirlerine bağlı çalışarak yönetim sorunlarına çözüm üretiyorlardı.

Yani, işin **stratejik** yönüne bakarsak, Divan, aslında Osmanlı'da işlerin doğru, hızlı ve verimli bir şekilde yürütülmesi için kurulan akıl dolu bir çözüm ağından başka bir şey değildi.

### Kadınların İlişki Odaklı Bakışı: Fatih’in Empatik Yönü**

Evet, erkekler stratejiyle işini çözerken, kadınlar da devlete dair daha **ilişki odaklı** bir bakış açısı getiriyor, değil mi? Düşünsenize, bu devletteki her bireyin bir yere ait olması, birbirleriyle uyum içinde çalışması ne kadar önemli! Fatih Sultan Mehmet, **Divan Teşkilatı** ile sadece stratejik olarak güçlü bir yapı kurmadı, aynı zamanda tüm devletin **insan ilişkilerini** de düzenledi.

Sultan, **empati** kurarak her bir kişinin güçlü yanlarını görmeye ve onları uygun görevlere yerleştirmeye özen gösterdi. Örneğin, her vezirin sadece askeri bilgisi değil, aynı zamanda halkla olan ilişkileri ve onların sorunlarını nasıl çözebileceği de önemli bir kriterdi. Bu, sadece stratejik bir adım değil, aynı zamanda insanlar arasında güven ve işbirliği yaratmaya yönelik bir adımdı.

Kadınların hayata daha yakın ve duyusal bakış açıları, bu tarz ilişkileri daha da değerli kılar. Yani Fatih Sultan Mehmet, hem stratejiyle hem de empatik bir yaklaşımla devletin temellerini atarak, uzun yıllar sürecek olan imparatorluğun yol haritasını çizdi.

### Divan Teşkilatı’nın Pratik Etkileri**

Hadi şimdi bir de bu teşkilatın pratikte nasıl çalıştığını inceleyelim. Divan Teşkilatı, devletin her türlü işini **düzenlemek ve çözmek** için kuruldu. İster adalet, ister ekonomi, isterse askeri meseleler olsun, her birini çözüme kavuşturmak için bir **divan toplantısı** yapılırdı. Bu toplantılarda, her bir yetkili sırayla düşüncelerini belirtir, en uygun çözüm önerileri tartışılırdı.

**Sadrazam**, bu toplantıların başında olup, her bir öneriyi değerlendirir ve en iyi çözümü uygulamak için harekete geçerdi. Özetle, her mesele **topluca çözülür** ve devletin ilerlemesi için en uygun adımlar atılırdı. Buradaki “**empatik**” yaklaşım, çözümün herkesin işine yarayacak şekilde olmasıydı.

Fatih’in kurduğu bu teşkilat, aslında bugünkü yönetim sistemlerinin temelini atmakla kalmadı, aynı zamanda **sosyal adalet** ve **insan hakları** gibi kavramların da temellerini attı. Herkesin sesi duyulurdu ve bu, devleti güçlendiren bir faktör haline gelirdi.

### Sonuç: Birleştirici Bir Güç Olarak Divan**

Sonuç olarak, **Divan Teşkilatı** hem **stratejik** hem de **empatik** bir yönetim biçimi sunuyordu. Fatih Sultan Mehmet, yalnızca İstanbul’u fethetmekle kalmadı, aynı zamanda devletin yönetim biçimini de bir adım ileriye taşıyarak, **insan ilişkileri** ve **stratejik düşünme**yi birleştiren bir yapı kurdu.

Ve bence bu, her zaman önemli bir şeydir: Bir toplumun, tarihsel olarak güçlü olabilmesi için, sadece akıllıca stratejiler değil, aynı zamanda insanların birbirleriyle güçlü ilişkiler kurabilmesi de gereklidir. Bu da, her bireyin sesinin duyulmasıyla olur. O yüzden Fatih Sultan Mehmet’in kurduğu bu **Divan**, tarihin en önemli yönetim yapılarından biri olarak, günümüze kadar ışık tutmaya devam ediyor.