Soğuk havada derideki damarların büzüşmesi niçiniyle tansiyon artışı olduğunu ve bedenin oksijen gereksiniminin arttığını belirten Dr. Bilal Çuğlan, “Ayrıca, soğuk hava kalp damarlarındaki direnci artırarak kalp spazmı geçirilmesine niye olabilmektedir. birebir vakitte, soğuk havada artan kan hücrelerinden dolayı bedende oluşan değişimlerle meydana gelen pıhtı oluşumuna eğilimde kalp krizi oluşumuna tesir edebilmektedir” dedi.
“KALP ÜZERİNDEKİ TESİRİ 2 – 3 GÜN daha sonra ORTAYA ÇIKIYOR”
Günlük ortalama sıcaklıktaki 1 derecelik düşüşün kümülatif olarak kalp krizi riskini yüzde 2 artırdığına söyleyen Dr. Çuğlan, “Kalp rahatsızlığı riski, bilhassa 65 yaş üstü olanlarda ve erkeklerde daha fazla olduğu saptanmıştır. Soğuk havanın kalp üstündeki tesirleri sıklıkla soğuk havaya maruziyetten 2-3 gün daha sonra azamî olmaktadır. Bu tesirlerden dolayı, soğuk havaya maruziyetten daha sonra kalp krizi ve başka kalp hastalıklarında kötüleşme riski yaklaşık bir hafta devam edebilmektedir. Bu niçinle, bilhassa, havanın soğuk olduğu ve/veya hava sıcaklık değişiminin yüksek olduğu günlerde dışarı çıkılmaması kalp hastaları için değer arz etmektedir” diye konuştu.
Dr. Çuğlan konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Kalp yetmezliği niçiniyle takipli hastalarda ise nefes darlığı ve efor dispnesi üzere semptomların birdenbire kötüleşmesine, hastaneye yatma riskini ve hatta vefat riskini artırabilmektedir. Ritim bozukluğu olanlarda, düzensizliklerin yinelamasına yahut daha kötüleşmesine ve yeni ritm bozukluklarını da tetikleyebilmektedir. Kanda pıhtılaşma eğilimini arttırarak kalp krizi, inme ve akciğer pıhtısı riskini arttırır. Soğuk bir ortamdaysanız riskinizi azaltabilecek tedbirleri aldığınızdan emin olun.”
“DÜZENLİ SIHHAT DENETİMİ YAPTIRIN”
Soğuk havanın kalp ve damar sistemi üstündeki tesirlerini azaltmak için alınacak tedbirler hakkında bilgi veren Dr. Çuğlan, “Öncelikle, tertipli sıhhat denetimleri yaptırılarak anormalliklerin evvelinde tespit edilmesi mümkündür. Ayrıyeten, rastgele idman programına başlamadan yahut devamında nizamlı aralıklarla bir tabip yahut kardiyolog görüşü almanız önerilmektedir. Bu denetimlerden daha sonra alınacak sıradan önlemler ile daha rahat bir kış mevsimi geçirmenize yardımcı olacaktır” sözlerini kullandı.
“KALP ÜZERİNDEKİ TESİRİ 2 – 3 GÜN daha sonra ORTAYA ÇIKIYOR”
Günlük ortalama sıcaklıktaki 1 derecelik düşüşün kümülatif olarak kalp krizi riskini yüzde 2 artırdığına söyleyen Dr. Çuğlan, “Kalp rahatsızlığı riski, bilhassa 65 yaş üstü olanlarda ve erkeklerde daha fazla olduğu saptanmıştır. Soğuk havanın kalp üstündeki tesirleri sıklıkla soğuk havaya maruziyetten 2-3 gün daha sonra azamî olmaktadır. Bu tesirlerden dolayı, soğuk havaya maruziyetten daha sonra kalp krizi ve başka kalp hastalıklarında kötüleşme riski yaklaşık bir hafta devam edebilmektedir. Bu niçinle, bilhassa, havanın soğuk olduğu ve/veya hava sıcaklık değişiminin yüksek olduğu günlerde dışarı çıkılmaması kalp hastaları için değer arz etmektedir” diye konuştu.
Dr. Çuğlan konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Kalp yetmezliği niçiniyle takipli hastalarda ise nefes darlığı ve efor dispnesi üzere semptomların birdenbire kötüleşmesine, hastaneye yatma riskini ve hatta vefat riskini artırabilmektedir. Ritim bozukluğu olanlarda, düzensizliklerin yinelamasına yahut daha kötüleşmesine ve yeni ritm bozukluklarını da tetikleyebilmektedir. Kanda pıhtılaşma eğilimini arttırarak kalp krizi, inme ve akciğer pıhtısı riskini arttırır. Soğuk bir ortamdaysanız riskinizi azaltabilecek tedbirleri aldığınızdan emin olun.”
“DÜZENLİ SIHHAT DENETİMİ YAPTIRIN”
Soğuk havanın kalp ve damar sistemi üstündeki tesirlerini azaltmak için alınacak tedbirler hakkında bilgi veren Dr. Çuğlan, “Öncelikle, tertipli sıhhat denetimleri yaptırılarak anormalliklerin evvelinde tespit edilmesi mümkündür. Ayrıyeten, rastgele idman programına başlamadan yahut devamında nizamlı aralıklarla bir tabip yahut kardiyolog görüşü almanız önerilmektedir. Bu denetimlerden daha sonra alınacak sıradan önlemler ile daha rahat bir kış mevsimi geçirmenize yardımcı olacaktır” sözlerini kullandı.